Kimlikli Bedenlerde bir araya gelen yazılar, farklı dönemlerde üretilmiş, farklı türde yapıtlar üzerinden bedenin kimlik etrafındaki kültürel örüntülerine bakıyor. Sanatın ve tarihinin kimlik olgusunun kurgulanma sürecinde oynadığı ideolojik işlevi sorgulayan yazıların yanı sıra, günümüzde kimlik politikalarıyla ilgilenen sanatçıların, geçmişin yapıtlarından bugüne taşınan stereotipik temsilleri nasıl alt ettiği irdeleniyor.
Osmanlı resminden Cumhuriyet dönemine uzanan süreçte çıplaklık olgusunun sanatsal
Kübizm'den Gerçeküstücülüğe, Soyut Dışavurumculuktan Pop'a, Arazi Sanatı'ndan Performans'a ve Kimlik Sanatı'na 20. Yüzyıl Batı Sanatı, değişen dünyada yeni konulara yeni ifade biçimleri arayan sanatçıların ardı arkası kesilmeyen arayışlarıyla şekillenen bir yaratıcılık serüvenidir.
Elinizdeki kitap, akımlar halinde gelişen bu serüvenin ana noktalarını içeren bir rehber olarak çağımız sanatına ayna tutuyor, yüzyıllık sürece yayılan dönemde birbirini kovalayan yeni oluşumların izini sürüyor.
Her biri kendi
Kâzım Taşkent Sanat Galerisi, René Block küratörlüğünde Türkiye´de Güncel Sanat sergileri dizisine ev sahipliği yapmaya başlıyor. Hale Tenger, dizinin ilk sergisi olan Lâhavlede, kurguladığı üç boyutlu hikâyelerde mekân ve zaman bağlamını ön plana çıkarıyor; izleyici deneyimi ve algıya odaklı yapıtlar üretiyor: Lâhavle, insanın insana karşı ´kudret´ ve ´kuvvet´ uygulama halini eleştiren çarpıcı bir eser.
Sergiye, sanat tarihçisi Ahu Antmen´in Hale Tenger üzerine hazırladığı İçerdeki Yabancı adlı kapsamlı
Yakın geçmişe kadar müze koleksiyonlarına ve sanat tarihi kitaplarına baktığımızda, tarih boyunca hemen hiç kadın sanatçının yaşamamış olduğu, yaşamışsa da herhangi önemli bir sanatsal katkıda bulunmadığı kanısına varabilirdik. Bugün durum pek de öyle değil. ABD ve Avrupa´da 1960´lı yıllardan itibaren yaşanan toplumsal feminist dalga, çok geçmeden etkisini sanat pratiği ve kuramında da gösterdi. Başta Linda Nochlin´in çığır açıcı makalesi Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok? olmak üzere, feminist eleştirmen v
Peter Hristoff New Yorklu bir ressam, ama İstanbul sahip çıkabilir ona... Burada doğmuş olması bir yana, İstanbul´da yaşamış bir ressamlar hanedanı içinde sayılabileceğimiz Hristoff´un, Türkiye´nin önde gelen çağımız sanatçılarından bazılarıyla aile bağları da var. Bulgar olan büyükbabası Peter Dimiter taze bir soluk taşıyan resimlerini ustalıklı bir incelikle işleyen bir manzara ressamıydı. Bu manzaralardan biri -Boğaz´da balıkçı teknelerini gösteren bir tablo- torunu Peter Hristoff´unnn ilk gençlik yıllar
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.