Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarlarındandır. Şiirleri, oyunları ve romanları ile tanınır. Romantizm akımının Fransa'daki temsilcisidir. Edebiyat alanındaki devasa başarılarının yanında politik hayatta da etkin bir rol üstlendi, bu nedenle sürgün cezasına çarptırıldı, cezasını tamamlamasına rağmen İmparatorluk yıkılana dek Fransa'ya dönmedi. Yazar, ilk kez 1866'da yayımlanan Deniz İşçileri romanını, sürgün gittiği ve sürgün kararı iptal edildikten sonra da ayrılmayıp
Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olan sanatçı, edebi ününü şiirleri ve oyunları ile kazandı. Romantik akımın en tanınmış adları arasında yer aldı. Toplumsal sorunlar ve politikayla yakından ilgilendi, 1848 ayaklanmalarının ardından Kurucu Meclise katıldı, daha sonra milletvekilliği yaptı, lEvénement adlı bir gazete çıkardı. 1852de Louis Bonaparteın imparatorluğunu ilan ettiği hükümet darbesine karşı çıktığı için sürgün edildi. Cezası 1859da sona erdi, fakat imparatorl
Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarlarındandır. Şiirleri, oyunları ve romanları ile tanınır. Romantizm akımının Fransa'daki temsilcisidir. Edebiyat alanındaki devasa başarılarının yanında politik hayatta da etkin bir rol üstlendi, bu nedenle sürgün cezasına çarptırıldı, cezasını tamamlamasına rağmen İmparatorluk yıkılana dek Fransa'ya dönmedi. İlk kez 1862 yılında yayımlanan Sefiller yazarın Notre-Dame'ın Kamburu ile din, Deniz İşçileri ile doğa konularını işlediği rom
Esmeralda çok güzel, iyi kalpli ve dürüst bir genç kızdı. Geçimini sağlayabilmek için Paris sokaklarında keçisiyle gösteriler yapıyordu. O kadar güzeldi ki, gittiği her yerde bütün dikkatleri üzerinde topluyordu. Quasimodo ise doğuştan şanssızdı. Kimsenin istemediği hastalıklı bir bebekti. Büyüdüğünde o kadar çirkin biri olmuştu ki; kimse yüzüne bakmaz, onunla konuşmazdı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de sağırdı. Yan yana gelmeleri bile mümkün görünmeyen bu iki kişinin yollarının nasıl kesiştiğini anlata
Quasimodo Paskalya'dan sonraki ilk pazara verilen addır aslında. XX. yüzyıl Paris'inde Notre-Dame Kilisesi'nin ön avlusundaki kerevete, kimsesiz bebekler bırakılırdı. Başrahip Frollo, böyle bir günde bulduğu sakat bebeği himayesine alır ve ona Quasimodo adını verir. Onu büyütür ve kilisenin zangocu yapar; ancak çanın sesi altın kalpli Quasimodo'nun giderek sağır olmasına yol açar. Ne var ki, Quasimodo'nun koruyucusu kabul edip büyük sevgi ve bağlılık duyarak büyüdüğü başrahip, karanlık iç dünyasına hapsolmu
Bir İdam Mahk-munun Son Günü, dünya edebiyatının ölümsüzlerinden Victor Hugo´nun (1802-1885) yirmi altı yaşında yazdığı bir gençlik yapıtıdır. Victor Hugo´nun içerik olarak bu romandaki amacı çok yalın, çok açık: İdam cezasının hem trajik, hem de saçma yanını göstermek. Onun büyüklüğünde, onun dehasında bir yazar için böyle bir savı insan ve etik boyutlarıyla sergileyerek kanıtlamak hiç de güç değil. Ama bu romanın büyük önemi başka özelliklerinden kaynaklanıyor. Bu yapıt, birinci tekil kişi ben ile yazılan
Hayatı, çanlar ve Notre-Dame Kilisesi'nden ibaret olan Quasimodo, güzeller güzeli Çingene kızı Esmeralda'ya ilk görüşte büyük bir aşkla vurulur. Ne var ki başrahibin gözü de Esmeralda'dadır. Esmeralda'nın dünyasındaysa Yüzbaşı Phœbus'ten başka kimseye yer yoktur. Artık sevgi ile nefretin, iyilik ile kötülüğün kıyasıya mücadelesidir yaşanan.
Victor Hugo, olayları ince ince ördüğü bu ünlü eserinde, insan hayatında kaderin yerini de sorgulamış, kaleme alındığından bu yana birçok sanat eserine, özellikle de f
Fransız yazarı Victor Hugo (1802-1885), Sefiller adlı dev romanının önsözünü şöyle bitirir: ´Yeryüzünde yoksulluk ve bilgisizliğin egemenliği sürdükçe, böylesi kitaplar gereksiz sayılmayabilir.´ Victor Hugo, ateşli bir yurtseverdi. Yurdunun çıkarları adına siyasal kavgalardan hiç çekinmedi. Bu yüzden de tam yirmi yıl sürgünde kaldı. Bu sürgün yılları, gerek şiir, gerek roman açısından onun en verimli dönemi oldu. Sefiller de bu yılların ürünüdür (1862). Bu dev romanı, genç okurlara yalınlaştırılmış, kısaltı
Victor Hugo'nun son romanı olan Doksan Üç, Fransız İhtilâli'ni izleyen
çalkantılı yıllara ilişkin belgesel niteliğinde bir başyapıt.
Paris Komünü'yle Fransa'yı saran isyan dalgasının hemen ardından
1874'te yayımladığı Doksan Üç'te Hugo, Fransız İhtilâli'ne yönelik
karşı-devrimci tepkilerin neredeyse iç savaş boyutuna ulaştığı bir
tarihsel dönemeci ele alır. Üç bölümde sunulan tarihsel olaylar
karakterlerin yazgısıyla iç içe geçerken kişisel görünenin tarihsel,
tarihsel görünenin ise kişisel olduğu bir gerçe
Quasimodo, Paskalyadan sonraki ilk pazara verilen addır aslında. XX. yüzyıl Parisinde Notre-Dame Kilisesinin ön avlusundaki kerevete, kimsesiz bebekler bırakılırdı. Başrahip Frollo, böyle bir günde bulduğu sakat bebeği himayesine aldı ve ona Quasimodo adını verdi. Onu büyüttü ve zangoçluk işini verdi; ancak çanın sesi altın kalpli Quasimodonun giderek sağır olmasına yol açacaktı. Quasimodo, koruyucusu kabul ettiği Frolloya büyük bir sevgi ve bağlılık duyarak büyür. Oysa başrahip karanlık içdünyasına hapsolm
Ekmek çalma suçundan on dokuz yıl hapis yatan mahkum Jean Valijen hapisten çıktığında tüm iyi duygulardan arınmış bir canavardır. Elindeki mahkumiyet belgesi ile toplumun dışına daha da itilmektedir...
Bu roman Jean Valijen adlı mahkumun sıfırdan zirveye giden yolda, iyi ile kötü, kanun ile yasak, merhamet ile şiddet, şeytan ile tanrı arasındaki derin mücadelesini anlatmaktadır.
Roman kahramanın çıkış noktası madde, vardığı nokta ruhtur. Başlangıçta canavar, sonunda melektir. Bu Jean Valijen'in yokluktan t
Victor Hugo, 1829 yılında yayımlanan Bir İdam Mahkûmunun Son Günü'nü yazdığında 26 yaşındaydı. Genç Hugo, ölüme mahkûm bir insanın son gününü büyük bir ustalıkla anlatarak kamu vicdanını etkilemeyi ve idam cezasına karşı bir protesto hareketi başlatmayı amaçlamıştı ve başarılı da olmuştur. Bugün dünyanın birçok ülkesinde idam cezası yürürlükten kaldırılmışsa böylesi bir cezanın hem trajik hem de insanlık dışı yanını daha XIX. yüzyılın ilk yarısında gözler önüne seren Hugo'nun bunda hiç de azımsanmayacak bir
Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olan sanatçı, edebi ününü şiirleri ve oyunları ile kazandı. Romantik akımın en tanınmış adları arasında yer aldı. Toplumsal sorunlar ve politikayla yakından ilgilendi, 1848 ayaklanmalarının ardından Kurucu Meclise katıldı, daha sonra milletvekilliği yaptı, lEvénement adlı bir gazete çıkardı. 1852de Louis Bonaparteın imparatorluğunu ilan ettiği hükümet darbesine karşı çıktığı için sürgün edildi. Cezası 1859da sona erdi, fakat imparatorl
15. yüzyılda Paris sokakları: Çingeneler, dilenciler, çapulcular, şairler, kraliyet muhafızları, karanlık din adamları, Quasimodo ve güzeller güzeli Esmeralda.
Jean Bastide ve Robin Recht ikilisi Victor Hugo'nun unutulmaz eseri Notre Dame'ın Kamburu'ndan hareketle çizgi-roman tarihinin en başarılı edebiyat uyarlamalarından birine imza atıyor.
Ülkenin çiçek yetiştiricileri derneği, bir yarışma düzenler. Tamamen siyah renkte bir lale yetiştirene büyük ödül verilecektir. Kendi bahçesinde lale yetiştiren Cornelius Van Baerle de bu yarışmaya katılmaya karar verir. Uzun süre çalıştıktan sonra üç adet siyah lale soğanı üretmeyi başarır, fakat aynı ödüle göz koyan başkaları da vardır. Bunlardan biri, Van Bearle'nin komşusu, düzenbaz Isaac Boxtel'dir. Boxtel, siyah laleyi kendisi yetiştirmek yerine, Van Baerle?nin yetiştirdiği lale soğanlarını çalmak ist
Hayatın içinde yoksulluk ve çaresizlikle savrulanların, toplumun en alt kesimlerinde yaşayanların romanı...
Victor Hugo'nun 1862 tarihli başyapıtı Sefiller, ailesine ekmek
götürebilmek için hırsızlık yapan ve bu yüzden kürek mahkûmiyetine çarptırılan bir adamın hikâyesi. Aldığı ağır cezanın bedelini ömrü boyunca ödeyen Jean Valjean'ı merkezine alan roman, yoksulluğu, toplumsal adaleti ve dayanışmayı anlatıyor. Tarihsel bir tuvalin ardına gömülen Sefiller, bir kaçak hayatı süren Jean Valjean'ın yaşamı çevre
Medeniyetin hükmü geçerli olmasına rağmen kanunlarla örf ve âdetlerin tesiri altında sunî bir tarzda cehennemler icad eden ve İlahî olmak imtiyazıyla seçkinleşen mukadderatı, yine Allahın insanlara biçtiği kader ile değiştirip bozmak kötülüğünden kaynaklanan toplumsal bir azap ve ızdırap yürürlükte oldukça;
Çağın üç temel meselesi -ki bunlar, şahsî mesaisinden başka dayanağı olmayanlar sınıfına mensup zaruret içerisindeki fertlerin ahlakî çöküşü, açlık yüzünden kadınların toplum içinde düşkün varlıklar hali
Romanın orijinal adı Notre-Dame de Paris olmasına karşın, romanın baş kahramanının bir kambur olması nedeniyle, roman Notre-Dameın Kamburu olarak bilinmektedir. Hugo, bu romanda yoksulluğun, insanların duygu ve düşüncelerini köreltmediğini göstermiştir. Notre-Dame´ın Kamburu, Hugo´nun Fransız yazarları arasında önemli bir yere sahip olduğunu kanıtlamıştır. Hemen hemen bütün dillere aktarılmış; filme uyarlanmıştır.
(Tanıtım Yazısı´ndan)
Ya siz idama mahkûm olsaydınız? Sizin yürek darlıklarınız, sıkıntılarınız neler olurdu? İnfaz edilmeden önce neleri düşünürdünüz? Çocukluk arkadaşlarından birisinin idam cezasına çarptırılmasının ardından, Victor Hugo bu karamsar anlatıda bir tutuklunun son gününü sahneye koymaya karar veriyor.
1829'da, insanlık ve toplumla ilgili kaygılarının da sergilendiği Bir İdam Mahkûmunun Son Gününü yayınladığında, Victor Hugo hâlihazırda tanınmış bir yazar. Hugo bu eseriyle geriye, idam cezasının kaldırılması için
Toplam 40 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 20-40 /
Aktif Sayfa : 2
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.