Deleuze'ü dinlemiş olup da onun dile düşkünlüğünü anımsamayan biri var mıdır? Ve görünüşte önemsiz olan bu düşkünlüğün altında, tüm bir içerilmiş ayrışma, tekseslilik ve göçebe dağılım felsefesinin temelinde yatan bir jestin yorulmak bilmeden ve neredeyse algılanamaz biçimde anımsatıldığını duymamak mümkün mü? Diğer yanda, yazılar da her yerde aynı ısrarlı uyarıya tanıklık etmekteler: kavramları eğretilemeler sanmayın, öyle görünseler bile öyle değildirler; anlayın ki bizzat eğretileme sözcüğü, felsefede, h
Toplam 1 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.