İslam âlemi, tarihinin en sarsıcı jeopolitik savaşlardan birinin içinde. Bu savaş salt askeri bir savaş değil, aynı zaman bir fikirler savaşıdır. İslam, bu savaşta bir fikir olarak ya kendi kabuğuna çekilecek ve tarihe yön verme yeteneğini tamamen kaybedip gelecek kuşaklarını yitirecek ya da o, unutmuş olduğu kendi değerlerini yeniden keşfedip, sadece kendi dünyasının değil, Kaliforniya'dan Pekin'e yeryüzünün tamamı üzerinde yükselmesi gereken barış, adalet ve erdem ilkelerini sahiplenecek.
Muhammed (asm)
Parçalardan organizma üreten hareket neden hâlâ bizim
için bir sır? Beyinden bilinci neden hâlâ türetemedik?
Fiziğin gizemi olan yasa da neyin nesi? Fizik, biyoloji ve nöropsikoloji en temel meselelerinde neden tıkanıyor?
Sühreverdi bilinmeden Deleuze anlaşılabilir mi? Ya da Husserl? Kant Farabi'den tam olarak ne öğrendi? Ya da Heidegger
İbn Sina'dan? Cafer-i Sadık Lacan'ın neresinde konaklar?
Hegel'in Mantık Bilimi'ni İbn Arabi'ye bağlayan bir hat var mı?
Ya da Gadamer'i İbn Rüşd'e...
Bediüzzaman sadece in
Esat Arslan, Kuran'a bakarken klasik perspektiflerin dışına çıkıyor!
Batı felsefesi ve Doğu geleneklerini harmanlayarak İslam'ı ve hayatı okuyor!
İçinde yaşadığımız somut dünyadan hareketle Kuran'a yaklaşırız. Kuran, metafizikten psikanalize tüm zamanları ve tüm mekânları kuşatan bir mutlak bilincin söylemi olsa da, bizim dünyalarımız Kuran'ın anlaşılmasında hayati bir rol oynar. Bu sebeple Kuran'ın henüz iniyor olduğu asırda ele alınış tarzıyla, sahih bir zihniyetin kemale ermiş olduğu söylenebilecek 11.
Kuran'ın en az bir yerinde güneş felsefeyi ve ay tasavvufu işaret eder (Enam Suresi). Yine Kuran'ın en az bir yerinde güneş Batı'yı, ay Doğu'yu sembolize eder (Kehf Suresi). Kuran'ın en az bir yerinde felsefeyi ve tasavvufu benimsemiş gençler oturup hakikati tartışırlar (Mağara Arkadaşları). Kuran'ın en az bir yerindeyse güneş ve ay tek bir bireyin kalbinde buluşurlar (ibrahim). Ve Kuran'm yine en az bir yerinde bir adam Doğu'yu ve Batı'yı tek bir vatan haline getirir
(Zülkarneyn).. Fakat mağara arkadaşlığı
Metafizik yönelimlerle değil de, toplumsal düşünce temelinde Kur'an'daki sembollerin sınırlı bir çözümlenmesine adanmış bu kitabın temel meselesi, çağımız düşünce dünyası içerisinde aşılmaz bir düşmanlık ifade eden Marxizm ve liberalizmin, Kur'ani bakış temelinde birbirini tamamlayan bir biçim altına alınması gerekliliğini savunmaktır. Gerek özgürlüğü, özüne zarar vermeden, eşitlik idealine entegre etmek; yani Marx vs Smith çatallaşmasını Marx'ın Smith'i imgesine dönüştürebilmek; gerekse de bu çaba yoluyla
Modernizmin oluşturduğu pratik/faydacı/çıkarcı akılla, kalıcı yüksek değerlere ulaşabilmek mümkün müdür? Öbür yandan, her çağın yaşama evreninin kendine özgülüğünü düşünmeden aklı belirli bir çağın anlayışına hapsetmekle kendimizi ve içinde yaşadığımız dünyayı doğru anlayabilir miyiz?
Bu kitabı oluşturan yazılar, Vahiy başta olmak üzere İslâmın temel kaynaklarının, Müslümanların dünyaya ilişkin bilinçlerinde daha fazla rol oynaması gerektiğine inanan bir tefekkür dünyasının ürünleri. İslâm, Nasıl bir düny
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.