New York Times kitap ekinde, Bu kitap büyük bir keyifle okunmasının yanı sıra yıllardır yazılmış en büyük gerilim romanıdır, diye tanıtılan Suikast Bürosu, 20. yüzyılın en önemli yazarlarından Jack London'ın siyaset dünyasına göndermeler yaptığı ironik bir yapıtıdır.
London'ın romanı tamamlamadan bırakmasının nedeni, belki de anlatısının ABD imparatorluğunun yöntemleriyle suç ortaklığı içinde olmasından dolayı gittikçe içine saplandığı duygusal ikilemden kaynaklanır.
Robert L. Fish'in 1963'te tamamla
Jack London, Kuzey topraklarını konu alan eserlerinde okurlarını buzla sarmalanmış bir diyarda adım adım gezdirir. Biri 1902'de, öbürü 1908'de yayımlanan ve Ateş Yakmak başlığını paylaşsalar da birbirlerinden olay örgüsü yönünden ayrılan iki hikâyeyle, Yaşama Azmi adlı üçüncü bir hikâyenin bir araya getirildiği bu derlemede de Jack London insanın buz kaplı doğayla ve kendi benliğiyle yüzleşmesini anlatır.  Gençliğinde Klondike bölgesine altın aramaya giden ve soğuğun hüküm sürdüğü bu topraklard
Jack London'ın Bir Dilim Biftek (1909) ve Meksikalı (1911) yapıtları, yüzyıl dönümünün çalkantılı toplumsal yaşamından çarpıcı iki kesit sunuyor. Gençlik ile yaşlılık arasında işleyen kanunlar, Meksika Devrimi'nin katı iklimi, kuşku ile güven arasındaki belirsizleşmiş sınırlar, iki boksörün öyküsünde buluşuyor.
Saniyeler içinde verilen kararlar, kitlelerin yanılgıları, amansız kapışmalar ve tutmayan planlar Jack London'ın ustalıklı kalemi sayesinde nadir görülen bir durulukla sentezleniyor. London, okurunu
Jack London'ın Bir Dilim Biftek (1909) ve Meksikalı (1911) yapıtları, yüzyıl dönümünün çalkantılı toplumsal yaşamından çarpıcı iki kesit sunuyor. Gençlik ile yaşlılık arasında işleyen kanunlar, Meksika Devrimi'nin katı iklimi, kuşku ile güven arasındaki belirsizleşmiş sınırlar, iki boksörün öyküsünde buluşuyor.
Saniyeler içinde verilen kararlar, kitlelerin yanılgıları, amansız kapışmalar ve tutmayan planlar Jack London'ın ustalıklı kalemi sayesinde nadir görülen bir durulukla sentezleniyor. London, okurunu
Jack London'ın bütün eserlerine bir simgeci natüralizm örneği olan Deniz Kurdu ile devam ediyoruz. Varlıklı bir aileden gelen Humphrey Van Weyden, geçirdiği deniz kazasının ardından Hayalet adlı uskunanın kaptanı Wolf Larsen tarafından kurtarılır. Barışçıl bir beyefendi olarak, iradesi dışında Larsen'in hizmetine girmesiyle kendini şiddet dolu gerçek dünyada bulacak; bu deneyim onu elitist bir entelektüelden, cesur bir eylem adamına dönüştürecektir.
Van Weyden'la Larsen arasındaki çatışma, yalnızca zayıf o
Jack London'ın 1904 tarihli ünlü romanı Deniz Kurdu, varlıklı edebiyat eleştirmeni Humphrey Van Weyden'in bir deniz kazasından sonra sürüklendiği açık denizde fok avcısı Kurt Larsen tarafından kurtarılmasıyla başlıyor ve zıt uçları temsil eden kazazede ile kurtarıcının dönüştürücü çatışmasıyla devam ediyor. Ateşli bir idealiste karşı boyun eğmeyen bir maddeci; bir kara adamına karşı ancak denizde var olmayı bilen bir kaptan; yaşamı savunan bir entelektüele karşı yaşadığını hissetmek için gerekirse cana da k
Jack London, 1912 yılında İngiltere'de London Magazine'de yayımlanmaya başlayan Kızıl Veba yapıtıyla kıyamet sonrası edebiyatın öncüleri arasına girmiştir. Nüfustaki, bilim ve teknikteki, ekonomideki sıçramaların büyüsüyle gözlerin kamaştığı bir çağda yazar, uygarlığımızın kırılganlığını anımsatır. Yapıtı milyonlarca insanın doldurduğu şehirlerin ve kırların ıssızlığa teslim oluşundaki hızı bütün çarpıcılığıyla ortaya koyar. Yalnızca nüfusun değil, bilginin, üretimin, hatta dilin yitirilişi, eski uygarlıkla
Jack London'ın yarı otobiyografik romanı Martin Eden, 20. yüzyıl başında sosyal ve ideolojik meseleler ağırlıklı içeriğiyle Amerikan edebiyatında büyük ölçüde kabul görmüştür. London farklı sınıflar arasındaki zihniyet ve değer farklarını gözlerimizin önüne sererken, statü ve servetin Amerikan toplumundaki hayati önemine işaret eder. Romanın ana temalarından biri, başarı ve refah yolunun sosyal sınıf farkı gözetilmeksizin herkese açık olduğu şeklinde özetlenebilecek Amerikan Rüyası'dır. Ya da bu idealin yar
Jack London'ın Issız Diyarı, yabanı, buz kalpli Kuzey Toprakları'ndaki hayatı konu edindiği ikinci romanı Beyaz Diş'tir. Vahşetin Çağrısı'na kendini bırakmış bir annenin yavrusu Beyaz Diş'in diyarıdır anlatılan. Onun hayranlık uyandırıcı zekâsı ve içgüdüleriyle kendini var edişinin ve insan tanrıların yaşamına geri dönüşünün enfes hikâyesi...
Jack London ya da doğduğunda kendisine verilen isimle John Griffith, 12 Ocak 1876'da San Francisco'da doğdu. Çocukluğunu anne ve baba sevgisinden mahrum geçirdi. İlkokul sıralarındayken Oakland Kasabas›'ndaki abonesi olduğu kütüphanede edebi annesi Ina Coolbirth'ü keşfetti. Yaşamı boyunca ona eşlik edecek kitap sevgisi, deniz ve tekne tutkusu bu ortamda filizlendi. İlk teknesi Razzle Dazzle'ı ilkokulu bitirdiği yıl aldı ve 15 yaşında kolay para kazanmak için teknesi ile San Francisco Körfezi'nde maceralı bi
Hawaii'yi tüm yönleriyle ele alan yedi kısa öykü bulacağınız bu kitap, Jack London'ın dünyaya insandan ve emekten yana bakışını çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor. Adaların bu kısacık öykülerinde bazen aşk, bazen macera, bazen de mizah çıkıyor karşımıza. London'ın Pasifik denizi anlatımlarını sevenler için yine Hawaii'nin sıcak esintili havasına karışmış dokunaklı öyküler Makaloa Hasırı Üzerinde'de.
?O, acımasızlığı anlatmakta başarılı bir yazar;
ana temasıysa Doğanın acımasızlığı
ya da çağdaş yaşam
Tehlikeli akıntılar, köpekbalıkları, fırtınalar, yerliler, kaçınılmaz beyaz adam, yamyamlar, kelle avcıları...
Jack London'ın kendi maceralarından ilham alarak yazdığı Güney Denizi Hikâyeleri, emperyalizm ve egzotik yerler arasındaki etkileşime dokunaklı bir şekilde bakarken okuru 1900'lerin başındaki Güney Pasifik'e ve onun tropik manzaralarına götürüyor.
Jack London'ın usta kaleminden çıkan trajikomik, sürükleyici öykülerle Güney denizlerini keşfedin...
?O bir maceracı ve eylem adamıydı...
Öykülerindek
Çocukluğu yoksulluk içinde geçen ve kitaplarla 10 yaşında tanışan Jack London'ın macera dolu bir hayatı olmuştur. Bu hayattan ilham alan yazar, gençken vaktinin çoğunu San Francisco koylarında istiridye korsanı olarak geçirmiş, bir fıçının içinde denizde yolculuk yapmış, bütün ülkeyi baştan başa bir trenden diğerine atlayarak dolaşmış ve Pasifik okyanusunda yelken açmıştır. 1896'da ise Klondike'ta altına hücuma katılan Jack London, bu yolculuğundan pek çok öyküyle dönmüştür ve Buzun Çocukları'nda da buradak
Cinayet Şirketi gizli bir örgüttür. Siz ona ulaşamazsınız, o sizi bulur. Birini mi öldürtmek istiyorsunuz? Tarife belli, ödeme peşin, kontratınız para iadesi garantili. Ancak toplumsal fayda gözetmeyen hiçbir suikastın altına imza atmamak gibi bir düsturları var. Her bir üyesi toplumda saygın bir konuma sahip bilim insanları, filozoflar ve akademisyenlerden oluşan şirket kusursuz işleyen bir örgüttür. Ta ki, kızıl milyarder Winter Hall'un şirketin şefi Dragomiloff'un izini bulup, onu varoluşsal bir etik tar
Âdem'den Önce ilk olarak 1906-07'de Everybody's Magazine'de tefrika edilmişti. Jack London insan evrimine yönelik bir bakış geliştirmeye çalışır. Evrimin ilk aşamalarında yaşadığı rüyasını gören bir çocuğun gözünden anlatır her şeyi. Çocuğun alter-egosu olan Mağara İnsanı, Ateş İnsanları, daha hayvansı olan Ağaç İnsanları, Kızıl-Göz daha yalın bir dünyada yaşamaktadırlar. Erken dönem milliyetçilik gibi okunabilecek ateşli bir atavizm, ?atacılık Mağara İnsanlarını dehşet içinde yaşatmaktadır. Jack London
1912'de yayımlanan bu altı hikâye, on dokuzuncu yüzyılın sonu ve yirminci yüzyılın baslarında Hawaii Adalarında geçiyor. Güçlü tarihsel arka planıyla birlikte Hawaii üzerine yazılan bu kitapta London, sömürgecilerin, misyonerlerin, tüccarların Hawaii 'yi nasıl biçimlendirdiklerini ırk ve sınıf temalarını kullanarak anlatıyor.
Jack London uzay araçlarını küçümsemesine rağmen 'Yerçekimi'nin esas hikâyesini belirlemişti: Hayatta kalmak.
-Joyce Carol Oates-
Kaptan David Grief'ın tehlikeli ve egzotik Güney denizlerindeki maceralarını anlatan Güneşin Oğlu, Jack London'ın 1912 tarihli romanı. Sekiz ayrı hikâyeden oluşan bu romanda Kaptan Grief, yirminci yüzyılın başlarında sömürgeci atalarının izinden giden,
adaları ve kaynaklarını sömüren maceracılar, dolandırıcılar, korsanlar ve fırsatçılarla karşılaşıyor. London'ın Güney denizlerine yaptığı yolculuktan esinlenen bu hikâyeler, Güney Pasifik denizlerinin canlı, ara sıra da korkutucu olabilen bir portresini çizm
Çocukluğu yoksulluk içinde geçen ve kitaplarla 10 yaşında tanışan Jack London'ın macera dolu bir hayatı olmuştur. Bu hayattan ilham alan yazar, gençken vaktinin çoğunu San Francisco koylarında istiridye korsanı olarak geçirmiş, bir fıçının içinde denizde yolculuk yapmış, bütün ülkeyi baştan başa bir trenden diğerine atlayarak dolaşmış ve Pasifik Okyanusunda yelken açmıştır. 1896'da Klondike'ta altına hücuma katılan Jack London, bu yolculuğundan pek çok öyküyle dönmüştür.
Altına hücumun yazarı olarak ilk ve
Jack London'ın 1912 yılında The London Magazine'de tefrika halinde yayımlanan romanı Kızıl Veba, modern edebiyatın ilk post- apokaliptik metinlerinden biri kabul edilir. London romanında, 2013'te patlak veren dünya çapında bir salgının insan ırkının neredeyse tamamını yeryüzünden sildiği, ilkel yaşamın geri döndüğü, gerçekleşmesi son derece muhtemel bir yeni dünya tasavvur eder. Salgın sürecinde izolasyonun önemini, nüfus yoğunluğunun, özellikle de dünya nüfusunun salgınlardaki rolünü, insanların son derece
Zengin bir beyefendi olan Humphrey Van Weyden arkadaşını ziyarete giderken bindiği gemi batar. Kazadan kurtulur, ama denizin ortasında tek başına kalmıştır. Artık umutsuzluğa kapıldığı sırada fok avına çıkmış bir gemiye rastlar ve kurtarılır. Ancak karaya çok yakın olduğu hâlde geminin kaptanı adama ihtiyacı olduğunu ve onu tayfa olarak çalıştıracağını söyler. Kaptan çok zeki, acımasız ve tehlikeli bir adamdır ve onları şaşırtıcı bir macera beklemektedir.
Toplam 100 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 20-40 /
Aktif Sayfa : 2
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.