Tuhaf görülecek ama, vaktimi en çok emen, yazılanlardan ziyade yazılmayanlar oldu. Notlarım yazdıklarımdan, okuduklarım notlarımdan çoktu. Yazıya hazırlanış yazıştan ve yazılmayacakları ayırmak yazılacakları dizmekten daha uzun sürdü. Hattâ vermenin tadıyla malûmatçı görünmenin gülünçlüğü: Öncekinin tadına kapılmamağa çalışmayı okuyana karşı saygı borcu bildim. Yazının içine biraz öz koymak; bu, yazıyı uçup giden bir duman hafifliğinden kurtarır. Yazının dışına biraz hafiflik vermek; bu, yazıyı, taş gibi to
Milli Mücadele´nin hız kazandığı dönemde, Meclis ´le ve savaş meydanlarında yaşananları Türk halkına aktarmakla görevli bir gazetecinin kaleminden Atatürk ve o dönemler. İsmail Habib Sevük, Kurtuluş Savaşı ´ndan Cumhuriyet´e ve devrimlere uzanan coşkulu değişim dönemini, tarihe not olarak düşüyor: Konya ve Adana gezilerinden Kastamonu ´daki Şapka Devrimi ´ne, saltanatın kaldırılışından İkinci Meclis seçimlerine dek pek çok tarihi olay...
İsmail Habib Sevük´ün Atatürk´ün ölümü üzerine kaleme aldığı anıları,
Bu kitapta toplanan yazılara O Zamanlar denmesi, kıymetin yazılarda değil yazılan zamanlarda görülmesindendir. Millî Mücadele, İstiklâl Savaşı gibi adlar verilen o üç dört yıllık zaman bütün mazide yoktu; çünkü Türk milleti bütün mazisinde felâketin o kadar sonsuzuna düşmemişti ki o kadar sonsuz bir şahlanış fırsatı eline geçmişti diyebilelim.
...
Refahla saadeti karıştırmamalı; birincisi gövdenin, ikincisi ruhun hakkı. Refahın en sonunda oluruz da saadetten nasibimiz olmaz. Saraylar içinde muztarip hü
Bu yazılar ne seyahattir, ne sistemli bir ilim tetkikidir, ne sübjektif bir sanattir. Bunlar sadece bir Anadolu çocuğunun yurd hakkındaki görüş ve bilişlerini yurddaşlarının önüne sermek için yazılıyor. Hiç davamız yok, biraz emeğimiz var, o kadar.
Bir adamı görürüz, onu tanımıyorsak bilmişiz sayılmaz. Bir adamı iyice tanırız, onu görmemişsek gene bilmiş sayılmayız. Beldeler ve mekânlar da öyle. Ne yalnız görünüşle biliniyorlar, ne yalnız okunuşla. İnsanın mazisi içidir. Mekânların da içi var. Üzerinde müh
Tuhaf görülecek ama, vaktimi en çok emen, yazılanlardan ziyade yazılmayanlar oldu. Notlarım yazdıklarımdan, okuduklarım notlarımdan çoktu. Yazıya hazırlanış yazıştan ve yazılmayacakları ayırmak yazılacakları dizmekten daha uzun sürdü. Hattâ vermenin tadıyla malûmatçı görünmenin gülünçlüğü: Öncekinin tadına kapılmamağa çalışmayı okuyana karşı saygı borcu bildim. Yazının içine biraz öz koymak; bu, yazıyı uçup giden bir duman hafifliğinden kurtarır. Yazının dışına biraz hafiflik vermek; bu, yazıyı, taş gibi to
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.