Emil Michel Cioran Seti-5 Kitap Takım Kitap Açıklaması
Set İçindekiler
Burukluk
Çürümenin Kitabı
Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne
Parçalanma
Zamana Düşüş
(Tanıtım Bülteninden)
Sabahtan öğlene kadar 'insan bir girdaptır, insan bir girdaptır,' diye tekrarlayıp durdum. Daha iyisini bulamıyorum, çok yazık!
Kuş pazarı. Şu pır pır eden küçücük bedenlerde ne biçim bir güç, ne biçim bir azim var! Bu hiçin içinde kök salıyor yaşam; bir parçacık maddeye can veren, ve zaten bizzat o maddeden çıkan ve onunla birlikte yok oluveren acıklı şey... Ama hayretim geçmiyor: Bu hummayı, bu kesintisiz dansı, bu temsili, yaşamın kendi kendisine sunduğu bu gösteriyi açıklayabilmek ne mümkün. Ne müthiş
Emil Cioran bu kitabı oluşturan on bir bölümde ölüm gerçekliğini inkâr etmeden var olma eğilimi, soluğu kesilmiş bir uygarlık olarak Batı, sürgün, yazgı, roman ve başka konularda kendine özgü keskin gözlemlerini her zamanki şaşırtıcı üslubuyla bir araya getiriyor.
Hayat için öldürücü, özü itibarıyla tahrip edici olan bir bilgi vardır. Bu kitaptaki metinler işte bu bilgiden yola çıkıyor ama aynı zamanda ondan kopuyor; kendilerini bir dizi şaşkınlık ifadesi, bir kasılmanın anlatımı olarak sunuyorlar. Olmak
Nerede tükettin ömrünü? Bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın parıltısı, güzel ve firari bir cinnet geçmişinde bunların hiçbiri yok; hiçbir sayıklama senin ismini taşımıyor, seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor. İz bırakmadan kayıp gittin; senin rüyan neydi peki?
Kökeninde aldatıcı ve yıkıma mahkûm olmayan hiçbir ´yeni´ hayat görmedim şimdiye kadar. Her insanın zaman içinde ilerleyip bunaltılı bir geviş getirmeyle kendini tecrit ettiğini, yenilenme niyetine de ümitlerinin beklenmed
İnsan ortaya çıkar çıkmaz, çiçekler de ortaya çıktı. Bana kalırsa, çiçekler insandan çok daha önce vardı ve insanın gelişiyle hâlâ içinden çıkamadıkları bir şaşkınlığa gömüldüler...
Ne zaman ölümü düşünmesem, hile yaptığım, içimdeki birini aldattığım hissine kapılıyorum.
Bilinç ete batmış bir kıymıktan çok, saplanmış bir hançerdir.
Ölümün bizim için artık ilginç yanı kalmayıp, ondan hiçbir şey elde edilemeyeceğini düşündüğümüzde, doğuma geri çekilir, başka türlü bir dipsiz uçuruma meydan okuyarak haykırmaya
Burukluk, Tarih ve Ütopya, Çürümenin Kitabı. Cioran´dan yayımladığımız bu üç kitap da Türkçede okurlardan hatırı sayılır bir ilgi gördü, hatta belli bir müdavim kuşağı yarattı. Ezeli Mağlup, Cioran´la yapılmış söyleşileri bir araya getiriyor. Romanya´da, Karpat Dağları´ndaki çocukluğunu, aile hayatını, etkilendiği ve beslendiği kaynakları, Paris´e gidişi ve yakın çevresiyle ilişkilerinin hikâyesini, Fransızca yazma, dil ve düşünce, din ve mistisizm, insanlık tarihi üzerine hınzır tespitlerini buluyoruz bu
Cioran'a göre tarih, birtakım atlıların -ya da zırhlıların- halkları çiğneyerek ilerlemesinden ibaret... Mutluluk fikrinin tarihte oynadığı rolü ele alan Cioran, ütopyaların çıkış zeminini ve gitgide insandan uzaklaşmalarını kendine has, müstehzi üslubuyla dile getiriyor.
Geçmişte kalmış ya da gelecekte kurulacak bir altın çağ yerine öncesiz sonrasız şimdi'nin altını çiziyor Cioran.
Herşeyi yıktıktan sonra kendini de yıkmayan bir kitap, bizi beyhude yere azdırmış olurdu.
Kimi zaman ciddi, kimi zaman gülünç bir düşünce derlemesi olan Burukluk, ilk paragrafından son paragrafına aynı saplantıyı sürdürür: Hem kaygı hem gülümseme dolu bir şüpheyi muhafaza etmek.
Toplam 8 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.