Sahibinden Satılık, geçtiğimiz yıl edebiyattaki 30. yılını kutlayan, Türk şiirinin özgün seslerinden Ahmet Erhan´ın yeni şiirlerinden oluşan son kitabı.
Ülke olgusu, Erhan´ın şiirlerinde sıklıkla görülür. Eşitsizlik, hoşgörüsüzlük ve yabancılaşma, şairin nirengi noktalarıdır. Buradan hareketle insanlar arası ilişkilere bakarken, insanın dünya ve ülke düzeniyle ilişkisini de sorgular.
Tomris Uyar´ın Ölmeyecek kadar yaralıyım sözüyle açılan Sahibinden Satılık, bir anlamda tanıklığın sancısını da çeken bir
Bedenini bir dünya haritası gibi dizlerime Serip de yollar aradım yürümek için
İçime çekmek için hava, koklamak için çiçek Ve bir kadın, yaşamı benimle bölüşecek
Sevdiğim şeyleri sevecek, bir incir ağacından Damlayan süt dolarken memelerine
Çocuklar doğuracak, kara gözleri Dünyaya bıkıp usanmadan sorular soran
Kendiyle yüzleşmekten çekinmeyen, doğayla Ve insanla sonuna dek barışkın...
Yüzünü ak bir kitap gibi ellerimde Açıp da umutlar aradım yaşama ilişkin
Uçurumların yamacında kök salacak
Yağmur oldum, paranoyak oldum
Canım sıkıldı, bir votka içtim
Deniz kıyılarında ağlama noktalarını ben seçtim
Hiç değmedi gözlerim yaşlarına
Sabahı polis korkusuyla aydım
Durdum yaslandım bir ilanına
Bin kere evlendim ben bu Hayat`la
Bir kere adam gibi boşanamadım
Telef oldum, uzun bir şiirde
Baktım hiçbir naneye yaramıyor
Yaranamıyor gönlüm bu sulara
Deniz eskisi bir göl oldum
Adım ummandan uzak... belki çöl oldum
Sen gelince uyuyursam şaşırma
Mevsimdendir
Çayı ısıttım, çiçekleri suladım mı acaba
Bütün atyarışı müsveddelerimi yırttım
Türkiye yırttı, musul kerkük yolunda
Sen gelince yalnızsam sakın şaşırma
Kaybolmuş bir köpek ilanı gibi kaldım şu dünyada
Kiraz mevsiminde rakı içmedim
Yatmadım olmadık kuytuluklarda
Serumlarla doldur boşalt yaparken bedenim
Bekledim sessizce gönlümün ücralarında
Dünyaya yine de bir ağırlıkmış hacmim
İzmit`te bir sevgili, ölüm oruçlarında iki çocuk yitirdim
Ne ilgisi var, Türkiye buralar
Alnımı toprağa yapıştırıp yürüdüm
Yüreğimi bir kalkan bilip, sokaklara çıktım
Kahvelerde oturdum, çocuklarla konuştum
Sıkıldım, dertlendim, sevgilimle buluştum
bugün de ölmedim anne
Kapalıydı kapılar, perdeler örtük
Silah sesleri uzakta boğuk boğuk
Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük
Bugün de ölmedim anne
İnsanlardaki kederin dem vaktini şehirlerekim söyler? Elbette ki uyumsuz bir keder içindeki şairler.
O, alacakaranlık bir ülkede doğduğunun bilincindeydi, Alacakaranlıktaki Ülke`yi yazdı. Uyumsuz benliğini ve insanın kalbine kalbine işleyen yağmurlarla ıslandığı şehrini şiirle güzelleştirdi.
Karamsarlığı yüzünden umutsuzlukla itham edildi. Oysa onun kusuru, sadece iyimser olmamasıydı. Umutluydu, ama kendine ve etrafına kahredecek, bununla yetinmeyip bir de kastedecek kadar sorgulayıcıydı. Bir ilkyaz günü ş
Oğlum unutma adını
Sana boşuna konulmadı o
Oğlum unutma adını
Göğe çizilen resimleri hatırla
Oğlum unutma adını
Dağları teyelleyen suları
Oğlum unutma adını
Kardeşliği, cesareti ve yanılgıyı
Oğlum unutma adını
Tarihe karşı yürüyen bedenleri hatırla
Oğlum unutma adını
Ve tarihi olan sonra
Oğlum unutma adını
Hep ipte olacak boynun
Oğlum unutma adını
Yaralı, acılı bir yurdun
Oğlum unutma adını
Kanı, çiçeği olarak
Deniz unutma adını
Toplam 8 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.