Böyle Buyurdu Sûfî, bilginin hızla ulaşılıp kolayca tüketildiği bir dünyada bilgelerin ve bilgeliğin izlerini sürmek için sizi geçmişin gizemli karanlıklarına davet ediyor. Bir zamanlar gölgesiyle dahi kavga eder hale getirilen nesiller, tüm kâinatla barışık yaşamış atalarıyla buluşmak üzere tarihin derinliklerine doğru cesaret isteyen bir yolculuğa çıkıyorlar artık
Türk şiir göklerinde uçuşan kuşların sayısı onlarla ifâde edilebilir. Hatta bunlara ankâ, hümâ, kaknüs ve mûsîkâr gibi yalnız hayâl âlemimizde süzülenleri de eklemeliyiz. Mısraların arasındaki kuşlar dünyası öylesine renklidir ki şöyle bir göz attığımızda dahi, dünyanın en büyük doğal hayvanat bahçelerinde göremeyeceğimiz hârikalarla karşılaşırız. Bir yıl erkek bir yıl dişi oldukları söylenen çaylaklar, erkeğinin rüzgârla gelen sesiyle hâmile kalan keklikler, yaşlanan anne ve babalarına yiyecek taşıyan turn
Lügatteki anlamlarını korumakla kalmayıp onların üzerine çıkan şiir sözcükler, klasik şiir çağları boyunca hayatın içerisinde ama ondan yüksekte bir düşler ülkesi yarattılar. Rahle rahle, mısra mısra kanatlanan sözlerin iklimi, dünyayı anlamlandıran hiçbir duyguyu ihmal etmeden, ona ancak hak ettiği kadar değer verebilenlere kapılarını açtı. Yüreklerini dîvâna salan, düşlerini dîvâne kılan kahramanlar, elinizdeki kitap boyunca size şu soruyu soracak:
Aşk rüyası akılla tabir edilebilir mi ki düşlerimiz akla
Son yıllarda hız kazanan Türk klasik edebiyatı araştırmaları, bu edebiyatın şiir ağırlıklı bir karakter göstermesinin tabîî bir neticesi olarak manzum eserler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Konu üzerindeki akademik araştırmaların tarihçesi haklı olarak divan metinlerinin neşri ile başlamış, daha sonra neşredilmiş bu divan metinleri üzerinde yapılan değişik türden tahlil ve incelemelerle devam etmiştir. Gerek divan tahlilleri ve gerekse müstakil manzume şerhleri, son derece yararlı olmasına rağmen Türk klasik şi
Sermâye-i saadet Hakdan inayet ancak
Varlık tasarruf anın gayrisi âlet ancak
GÜL İLE GÜLÜ TARTANLAR Serisi:
Yunus Emre
Seyyid Nesîmî
Eşrefoğlu Rûmî
Aziz Mahmud Hüdâyî
Ümmî Sinan
Sunullah Gaybi
Niyazi Mısrî
İsmail Hakkı Bursevi
Hasan Sezayi
Edip Harâbî
Düşdüm ezelde zülfüne dâm olmadın henüz
İçdim lebin şarâbını câm olmadın henüz
Ben zülfüne ezelde tutuldum ki henüz tuzak yaratılmamıştı.
Yine orada dudaklarının şarabını içtim ki
Henüz kadeh vücut bulmamıştı.
Seyyid Nesîmî
Gülzâr-ı Nesîmî
Ansiklopedik Lügatçe
Şiirin Aynasında Osmanlı Kültürü Üzerine Denemeler
Önce Aşk Vardı, Osmanlı kültürünün şiirin aynasından okumayı hedefleyen denemelerden oluşmaktadır. Gerçekten de, şiir ve aşk iki gümrah ırmak gibi Osmanlı kültür coğrafyasını karış karış dolaşır. Büyük kayıplar verilen bulaşıcı hastalıklardan sokak eğlencelerine, inanç ve merhamet simsarlarından asayiş görevlilerine, mitolojik hayvanlarından bahçe bitkilerine, sıradan insanların rüyalarından ünlü sûfilerin etkileyici hayat hikâyelerine kadar bütün bir haya
Dilerse gözümü giryân eden dost
Dilerse bağrısı biryân eden dost
Dilerse hâk ile yeksan eden dost
Dilerse lûtf ile ihsân eden dost
Dilerse gönlümü handân eyleyen
Dilerse cânımı cânan eyleyen
Dilerse sırrımı seyrân eyleyen
Dilerse katremi umman eden dost
Aşk Harablıklar sever
Âşıklar
Katrede gizli ummân
Dünya nedir dost yoluna
Aşkın adeti böyledir
İnsandır hakkın aynası
Garip kuşun macerası
Ölüm değil düğün bayramı
Âşık geldi âşık gider
Ne olacaksa olsun
Aşkın zinciri boynuma
Derde derman sendedir
Sen yetersin cân gerekmez
Toplam 9 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.