Edebiyat üzerine çağlar boyunca neler düşünülmüş, edebiyattan neler beklenmiş? Bu kitap işte bu sorulara cevap arıyor. Sümerlerden başlayarak, Eski Yunan, Ortaçağlar, İslam düşünürleri, Aydınlanma, Romantik Akımlar, On dokuzuncu yüzyılın tarihsel bakış açıları, Tanzimat Dönemi, Yirminci yüzyılın yazar, metin, toplum ve okur odaklı yaklaşımları, Yapısalcılık, Göstergebilim ve Postmodemizm gibi dönemeçlerde yoğunlaşıyor. Gilgameş 'ten, Aristoteles 'ten, Dante' den, İbni Sina ve İbni Kuteybe'den, Vico'dan geçe
Edebiyat toplumu sahiden yansıtır mı? Bir toplumun edebiyatına bakıp, o toplumu ve o toplumda yaşayan bireyleri anlayabilir miyiz? Edebiyat ne dereceye kadar toplumun ve bireylerin aynasıdır? Edebiyat metinlerini çözümlemek, metinleri mi daha iyi anlamamızı sağlar, yoksa bu metinlerin içinden çıktığı toplumu mu daha iyi anlamaya yarar? Edebiyatla toplumbilim nerede, nasıl kesişir? Bir toplumu oluşturan bireylerin psikolojileri, dünyaya bakışları zaman içinde nasıl değişir? Kadınlarla erkeklerin değişim süre
Tren, yeryüzünün görünümünü hızla değiştirdi. Yeryüzünün somut görünümünü değiştirmekle kalmadı, insanların ruhsal yapısını da değiştirdi. Tren, ya da buhar makinesi de diyebiliriz, küreselleşmeyi de böylece başlatmış oldu. Zaman, uzaklık, yolculuk, disiplin, dakiklik ve belki de en önemlisi uygarlık anlayışımız evrildi. Bu çalışmada, önce tren olgusunun getirdiği somut değişikliklere kısaca bakmak, sonra da bunların kültüre nasıl yansıdığını, yani edebiyattaki trenin neyi simgelediğini araştırmak istedim.
Dil nedir?
Dilin işlevleri nelerdir?
İletişim nedir?
Dilin kayda geçirilmesi, yani yazı nedir?
Dil hakkında çağlar boyunca ne gibi yorumlar yapıldı?
Bu yorumlar nasıl bir evrim geçirdi?
Dilin birimleri nelerdir?
Sözcükler üzerinde tartışmak neden yeterli değildir?
İletişimi sözcükler mi, tümceler mi, yoksa metinler mi sağlar?
Sözcükten tümceye, tümceden metne geçiş nasıl sağlanır?
Dilin katmanları nelerdir?
Dil dışı ortamın, kültürün, olaylar karşısındaki bireysel tutumumuzun dile yansıması nasıl gerçekle
Yüzyılımızın anahtar kavramları, bir bakıma, değişim ve ilişkidir. Özellikle doğa bilimleri, maddeyi mutlak, somut ve sınırları kesin bir nesne olmaktan çıkarmış, enerji dalgalarının ve devinimlerin bir kesiş¬me ve yoğunlaşma nokta-sı olarak yorumlamaya başlamıştır.
Doğa bilimlerinde oluşan bu anlayış, toplum bilimlerine de yan¬sımıştır. Göstergebilim de bu anlayışın bir uzantısıdır. Göstergebilim, nezaket ilişkilerinden, yeme alışkanlıklarına, modaya, siyasete, edebiyata, müziğe, mimariye... kadar her tür
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.