Ahmet Oktay, Mavi hareketinden 2. Yeni'ye, oradan bugüne, özel bir şiir güzergahı geliştirdi. Kıvrak ritmi, söz ile yazı'nın bütün kutuplarına uğrayan teknik çoğulluğu, yaralı dünyasını bir eleveren bir gizleyen imge yapısıyla kişisel mitologyasını kurdu, geliştirdi, açtı, Toplu Şiirleri, gülden zakkuma toplu tohumlarını bir araya getiriyor.
Tadımlık
KARA YAZI
Yollar yollara bağlı vay bacım,
hangisinin sonunda yitecek dersin
süt beyaz etindeki sancı.
Uykulara vuran alaca dağlar,
arkası senin kahrın el ha
Küresel kapitalizme ve onu eklemleyen emperyalizme karşı muhalefet dünyanın her yerinde kitlelerin büyük protesto hareketlerine yol açar ve yeni direniş biçimlerinin oluturulmasını sağlarken (en son örneği İstanbul nato toplantısı sırasında görüldü), Türkiyede kültürel ortam, hâlâ depolitize bir konumda tutulmaya, edebiyat-sanat ile siyaset arasındaki o tarihsel ve yaşamsal bağ koparılmaya çalışılıyor. Ben, bu bağın vurgulanmasını, güçlendirilmesini türkiyede hızla yaygınlaşan ve içselleşen kültürel emper
Entelektüel tereddüt içinde yer alan yazılar, 1980 sonrası Türkiyesini,n ekonomik, politik, ideolojik ve kültürel çalkantıları bağlamında, geçmiş ve şimdi arasındaki ilişkileri anlayabilmek, pasifize edilmiş, siyasetten soğutulmuş okurları yaşanan zamanın olumsuzluklarına bakmaya biraz olsun kışkırtmak amacıyla kaleme alındılar.
Küreselleşme söyleminin yaygınlaştırıldığı, hedonizmin topluma içselleştirildiği günümüz koşullarında, uyum sağlayıcı ve telafi edici kültürel/sanatsal yaklaşımlara değil eleştirel
Türkiye`de popüler kültür, çeşitli medyalar aracılığıyla tüm bir ülkeyi egemen kültüre bağımlı kılmayı sağlayan başlıca vasıtadır. Bu özelliğiyle, bir Afyon işlevi görerek gündelik hayatın bütün katmanlarına sızmış ve düşünce sistemimizi tam bir kuşatma altına almıştır.Türkiye`de popüler kültür, çeşitli medyalar aracılığıyla tüm bir ülkeyi egemen kültüre bağımlı kılmayı sağlayan başlıca vasıtadır. Bu özelliğiyle, bir Afyon işlevi görerek gündelik hayatın bütün katmanlarına sızmış ve düşünce sistemimizi tam
Bu kitaptaki metinler, daha önce hiçbir yerde yayımlanmadı, ilk kez burada okurla buluşuyorlar. Hiç kuşkusuz, son kertede deneme olarak adlandırabilecek bu yazılar, 1994 ve 1995 yıllarında İstanbul Radyosunun ikinci kanalında Okurken/Yazarken başlığı altında yaptığım haftalık radyo konuşmalarından oluşuyor. Edebiyatın ağırlıklı bir yer kapladığı bu yazıların, o yılların koşullarından oluşuyor. Edebiyatın ağırlıklı bir yer kapladığı bu yazıların, o yılların koşulları çerçevesinde, popüler kültürle ilgili
Bu kitaptaki metinler, daha önce hiçbir yerde yayımlanmadı, ilk kez burada okurla buluşuyorlar. Hiç kuşkusuz, son kertede deneme olarak adlandırabilecek bu yazılar, 1994 ve 1995 yıllarında İstanbul Radyosunun ikinci kanalında Okurken/Yazarken başlığı altında yaptığım haftalık radyo konuşmalarından oluşuyor. Edebiyatın ağırlıklı bir yer kapladığı bu yazıların, o yılların koşullarından oluşuyor. Edebiyatın ağırlıklı bir yer kapladığı bu yazıların, o yılların koşulları çerçevesinde, popüler kültürle ilgili b
Ahmet Oktay, şiir yazılarını topladığı Şairin Kanı´ndan sonra düzyazı eleştirilerini de Anlatıların Aynası´nda bir araya getiriyor.
Yakup Kadri, Reşat Nuri, Sait Faik, Yusuf Atılgan, Orhan Pamuk, Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu, Leyla Erbil, Peride Celal gibi adların yapıtlarını titizlikle inceleyen Ahmet Oktay, edebiyat yolculuğunun elli yıllık birikimini sergiliyor.
Anlatıların Aynası, okura metinlerin mahremiyetini açıyor.
(Arka Kapak)
Okuyarak, yazarak, tasarlayarak ve düşünerek geçen zamanın tortularını bulacaksınız bu kitapta. Tüm ışıklar söndüğünde kalemin kağıtta bıraktığı gölgeleri ve yazarının içeriden bakan suretini.
Gazeteci, araştırmacı, yazar ve şair Ahmet Oktay´ın bir anlamda kendi okurluk tarihini yansıttığı Gece Defteri okudukça güzelleşen bir yaşama dikkat çekiyor.
Bugün ´doğum günüm´. 58´e girdim. Zaman hızlı geçiyor demeyeceğim, çünkü geçen zamanın büyükçe bölümünü bilerek yaşadım. Geçtiğini, ağır ağır aktığını fark e
Şiiri yaşamın, insanın ve düşüncenin sorgulanmasının temel aracı olmaktan çıkarak imgelem ve düşlemin içeriksel yumuşatılmasının aracı haline getirmeye çalışan olumlayıcı ve eklemlenici anlayışa açık bir saldırı Opera
Yoktur ´yıldırım aşkı´. Aşk oluşturulur, üretilir yüreğin
dipsiz karanlığında. Siyah pelerinlidir ve Orakla dolaşır.
Önceki acıların, önceki anıların hasatçısı! Biç ne bulursan! Biç!
Kara bir yüzyıla kara şiirler.
Marksizmin politik kuramı ile estetik kuramı arasında, başından beri bir gerilim olduğu söylenebilir. Devrimci bir teori olarak marksizm, son kertede sadece ekonomik ve toplumsal yapının değiştirilmesini değil, aynı zamanda kültürel/düşünsel yapının da dönüştürülmesini öngörür. Buysa, kültürel açıdan hayli donanımsız olan sömürülen/yönetilen sınıfların, bu dönüşümü arzulamalarını gerektirir. Bu dönüştürme sürecinde sanata, edebiyata bir görev düştüğü, tarihsel süreç içinde kabul edilmiştir. Ama uygulama ve
Toplam 13 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.