Türkiye'nin Geleceği Kitap Açıklaması
Hakikaten benim gördüğüm manzarayı gördükten sonra yapılacak şey, derhal bütün kuvvetimizi, bütün önemli vasıtalarımızı, bütün servet kaynaklarımızı –ki İstanbul’da toplanmıştı– bunların tamamını bir an önce Anadolu’ya atmak ve derhal hükümeti Anadolu’ya nakletmek, ateşkes hükümlerine aykırı yapılan en ufak bir harekete karşı derhal kuvvet kullanmak gerekiyordu. Ve ben onu yapmak istiyordum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, 2 Şubat 1923’te İzmir’de yaptığı bu konuşma,
Efendiler, geçen yıl sırasında dış siyasetimiz barış ve sakinlik vadisinde sürekli ilerleme göstermiştir. Felaketli senelerin son izleri olan askerî işgaller tamamen son buldu. Vatanın fiilen tamlığını vücuda getiren bu olaylar, milletin tarihinde daima mecburiyetiyle fakat özgüven ve iftiharıyla yaşayacaktır.
Türkiye’nin İlk Yılları, Atatürk’ün 1924-1938 arasında yaptığı, büyük çoğunluğu meclis açılış konuşmalarından oluşan bir kitap. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm yenilikleri, eğitimden san
1919 senesi Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye:
Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup, Harb-i Umumi’de mağlup olmuş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şeraiti ağır bir mütarekename imzalanmış. Büyük Harp’in uzun seneleri zarfında millet yorgun ve fakir bir halde. Millet ve memleketi Harb-i Umumi’ye sevk edenler, kendi hayatları endişesine düşerek memleketten firar etmişler. Saltanat ve hilafet mevkisini işgal eden Vahdettin, mütereddi, şahsını ve yalnız tahtını temi
Bu sözlerimle, milli hayatı son bulmuş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını ve bilimin en son ilkelerine dayanan, milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. İşgal edilmiş bir ülke, direniş ve milli mücadelenin örgütlenmesi, kongreler, Misak-ı Milli, Büyük Millet Meclisi'nin açılışı, isyanlar, muharebeler, zafer, barış, Cumhuriyet'in ilanı, devrimler, fikir ayrılıkları ve muhalefet... Milli Mücadele'nin aşamalarını ve sonuçlarını belgelerle birlikte kronolojik bir
Gençler, sizlere emanet edilmiş Cumhuriyetimiz hangi mücadeleler sonucunda kuruldu? Her tarafı işgal edilmiş güzel ülkemiz bağımsızlığını nasıl kazandı? Kurtuluş Savaşı'nda kazandıklarımızı hangi antlaşmalarla güvence altına aldık? Bilimin yol göstericiliğinde modern bir ülke olabilmek için öncelikle hangi devrimler yapıldı? Tüm bu soruların cevaplarını Atatürk'ün kendi sözleriyle ve onun kaleminden günümüz Türkçesiyle okuyacaksınız.
Gençler, sizlere emanet edilmiş Cumhuriyetimiz hangi mücadeleler sonucunda kuruldu? Her tarafı işgal edilmiş güzel ülkemiz bağımsızlığını nasıl kazandı? Kurtuluş Savaşı'nda kazandıklarımızı hangi antlaşmalarla güvence altına aldık? Bilimin yol göstericiliğinde modern bir ülke olabilmek için öncelikle hangi devrimler yapıldı? Tüm bu soruların cevaplarını Atatürk'ün kendi sözleriyle ve onun kaleminden günümüz Türkçesiyle okuyacaksınız.
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür ed
Mustafa Kemal Atatürk'ün yazarlığı, askerliği ve devlet adamlığının gölgesinde kalmıştır. Oysa ki Mustafa Kemal daha Harp Akademisi'nden mezun olduğu dönemlerde mesleki kitapçıklar yazdı, çevirdi. Devlet adamlığı döneminde de Nutukunun yanı sıra Yurttaşlık Bilgisi ve Geometri kitaplarını kaleme aldı, tarih ders kitaplarının bazı bölümlerini yazdı. Nuri Conker (1881-1937), Atatürk'ün mahalle, okul, meslek ve silah arkadaşıydı. Trablusgarp'ta, Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşı'nda beraberdiler. Yazdığı tek kita
Mustafa Kemal Atatürk'ün yazarlığı, askerliği ve devlet adamlığının gölgesinde kalmıştır. Oysa ki Mustafa Kemal daha Harp Akademisi'nden mezun olduğu dönemlerde mesleki kitapçıklar yazdı, çevirdi. Devlet adamlığı döneminde de Nutuk'unun yanı sıra Yurttaşlık Bilgisi ve Geometri kitaplarını kaleme aldı, tarih ders kitaplarının bazı bölümlerini yazdı.
Nuri Conker (1881-1937), Atatürk'ün mahalle, okul, meslek ve silah arkadaşıydı. Trablusgarp'ta, Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşı'nda beraberdiler. Yazdığı tek ki
Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin 12 Temmuz 1932'de kurulmasından sonra başlayan Dil Devrimi'yle Türkçeyi sade bir dil haline getirme ve yabancı kökenli kelimelerden arındırma çalışmaları hız kazanır. Yabancı dillerden, özellikle Arapça ve Farsçadan alınan bilim, fen, sanat ve teknik terimlerin Türkçeleştirilmesi için komisyonlar kurulur. Son derece ağır Osmanlıca terimlerin kullanıldığı geometri, eski deyişle hendese için ise bu çalışmayı bizzat Mustafa Kemal Atatürk yapar. Atatürk, 1936 yılında toplanan III.
I landed at Samsoon on the 19th of May, 1919... Thus begins A Speech, the renowned address on The Turkish War of Independence. The speech was given by the founder of the Turkish Republic, Mustafa Kemal Atatürk in The Grand National Assembly of Turkey between the 15th and the 20th of October, 1927 and first published in Turkish in 1927. This English edition is a facsimile of the English translation published in Leipzig, Germany in 1929, by K.F. Koehler.
Atatürk'ün yakın tarihimiz açısından büyük önem taşıyan ünlü eseri Nutuk, yıllar sonra Arap harflerinden bir kez daha çevrildi. Uzun soluklu bu çeviri süreci, eserin 1934 baskısında var olan ve günümüze ulaşan çeşitli hataları da ortaya çıkardı.
Yapı Kredi Yayınları, bundan sonra araştırmacılar, bilimadamları ve her zaman Nutuk okuyacaklar için, ilerde Yapı Kredi Yayınları baskısı diye anılacak bir yayın yapmış oluyor.
19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktım. Ülkenin genel görünüşü şöyleydi:
Osmanlı Devleti'nin birlikte savaştığı devletler yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta ezilmiş, koşulları ağır bir anlaşma imzalanmış. Savaş sonunda millet yorgun ve fakir bir durumda...
Yapı Kredi Yayınları, Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele'yi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş tarihini birinci ağızdan anlattığı ölümsüz eseri Nutuk'u bu kez gençler için hazırlanan özel bir baskıyla sunuyor.
Ana hatlarıyla günümüz Türkçesine aktarıl
Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas, ancak
tam istiklâle malik olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun,
istiklâlden mahrum bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak
mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık görülemez.
Yabancı bir devletin himaye sahipliğini kabul etmek, insanlık vasıflarından mahrumiyeti,
acz ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Hakikaten, bu seviyesizliğe düşmemiş
olanların, isteyerek başlarına
Nutuk, Mustafa Kemal Atatürk'ün, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışından itibaren kongreler ve Kurtuluş Savaşı'nı, Lozan Konferansı ve saltanatın kaldırılmasını, TBMM'nin açılışı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu, CHP'nin oluşumu ve Terakkiperver Fırka'nın kapanışını, kısacası 1919-1927 arasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş tarihini anlattığı büyük bir eserdir.
Milli Mücadele'nin ve devrimlerin hangi koşullarda yapıldığını, farklı görüşlere ve tartışmalara da dikkat çekerek, bütün açıklığıyla ortaya koyan Atatürk
Ey Türk Gençliği! birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni, bu hazinden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedbahlar olacaktır. Bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşürsen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şeriait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebi
Ey Türk gençliği! Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır. Zorla ve aldatmacayla sevgili vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi fiili olarak ele geçirilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar aymazlık ve sapkınlık ve hatta hainlik içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını istila
Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas, ancak tam istiklâle malik olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık görülemez.
Yabancı bir devletin himaye sahipliğini kabul etmek, insanlık vasıflarından mahrumiyeti, acz ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Hakikaten, bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başların
Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas, ancak tam istiklâle malik olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık görülemez.
Yabancı bir devletin himaye sahipliğini kabul etmek, insanlık vasıflarından mahrumiyeti, acz ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Hakikaten, bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başların
Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan yüksek bir davranışa lâyık görülemez.
Yabancı bir devletin koruyup kollayacağını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de, bu seviyesizliğe düşmemiş
Toplam 21 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.