Bu kitapta, dünyaca ünlü eser The Secret Garden’ın kısaltılmış ve sadeleştirilmiş uyarlamasıyla, özgün dilinde buluşacak, İngilizce okuma ve anlama becerilerini geliştireceksin. Hikâyeye eşlik eden soru ve alıştırmalar da öğrenme deneyimini renklendirecek.
Hayatı boyunca hizmetlilerin, dadıların yanında yaşayan dokuz yaşındaki Mary Lennox, etrafındaki herkesi kaybettikten sonra Hindistan’dan İngiltere’ye gelir. Artık huysuzluk konusunda kendisiyle yarışabilecek eniştesinin büyük malikânesinde yaşayacaktır. Bir bozkırın ortasında yer alan bu malikâne, kilitli kapıları, solmuş çiçeklerle dolu bahçeleriyle Mary’nin merakını uyandırır.
Başlarda yalnızlık çekse de yavaş yavaş dışarı çıkmaya, doğayla tanışmaya başlar. İnsanlarla kaynaşır, hayvanlarla dost olur. A
İngiltere'nin uçsuz bucaksız fundalık arazilerinden birinde yer alan Misselthwaite Malikânesi, kapısı kilitli yüz odası, geceleri duyulan tekinsiz ağlama sesleri ve duvarla çevrelenmiş bahçeleriyle birlikte değişim, kurtuluş ve arınma temalı bir hikâyeye ev sahipliği yapar. Frances Hodgson Burnett'ın Gizli Bahçe'si, Victoria döneminde tasvir edilen gelenekselleşmiş yetim çocuk imgesini başka bir noktaya taşır. Oliver Twist, Jane Eyre ya da Heidi gibi munis, utangaç ve sinik bir karakter olmayan Mary Lennox,
Hayatta her şeye tek başınıza sahip olduğunuzu düşünürseniz yanıldığınızı görürsünüz.
Mary Lennox anne babasını kolera salgınında kaybedince Hindistan'daki evini bırakıp İngiltere'deki hiç tanımadığı akrabalarının yanına yerleşir. Hindistan'ın âdetlerine göre, şımartılarak ve bir hayli yalnız yetiştirilmiştir. Mary, akrabalarının Yorkshire'daki malikânesinde yaşamaya başladığında bu yeni hayata uyum sağlamakta zorlanır. Ancak kırsaldaki yaşam biçimine ayak uydurdukça kendi iç dünyasını keşfedecektir.
İngiltere'nin uçsuz bucaksız fundalık arazilerinden birinde yer alan Misselthweite Malikânesi, kapısı kilitli yüz odası, geceleri duyulan tekinsiz ağlama sesleri ve duvarla çevrelenmiş bahçeleriyle birlikte değişim, kurtuluş ve arınma temalı bir hikâyeye ev sahipliği yapar. Frances Hodgson Burnett'ın Gizli Bahçe'si, Victoria döneminde tasvir edilen gelenekselleşmiş yetim çocuk imgesini başka bir noktaya taşır. Oliver Twist, Jane Eyre ya da Heidi gibi munis, utangaç ve sinik bir karakter olmayan Mary Lennox,
Londra'da bir kış günü, sokaklar kalın bir sis tabakasıyla örtülmüştü. Neredeyse göz gözü görmüyordu. Gündüz olmasına rağmen dükkanlar lambalarını yakmışlardı. Büyük caddelerden atlı arabalar geçiyordu. Farklı yönlere giden arabaların birinde, babasına yaslanmış küçük bir kız çocuğu vardı. Gözleri ışıl ışıl gülümseyerek babasına bakıyordu.
Gizli Bahçede bekliyoruz!
Akrabalarının yanına taşınmak zorunda kalan Mary, zamanını malikanenin bahçelerinde oynayarak geçirir.
Kendi gibi huysuz bir çocuk olan kuzeni Colin ile malikanenin sayısız odalarından birinde karşılaşır.
Bir sır onları birbirlerine daha da yakınlaştırır. Mary, Colin ve Dickon seni de bu maceranın bir parçası olmaya çağırıyor.
Hindistan'da büyüyen Mary annesiyle babası bir salgında ölünce, büyük bir mâlikanede yaşayan akrabalarının yanına, taşraya gönderildi. Malikânede her şey çok tuhaf ve kasvetli görünüyordu. Günler geçtikçe olaylar daha da tuhaflaştı. İyice meraklanan Mary bir dedektif gibi araştırmaya başladı ve kısa sürede gizli kapıların ardındaki sırları öğrendi.
Soluk soluğa okuyacağınız heyecanlı bir macera...
Babasını küçük yaşta kaybeden Cedric, annesiyle birlikte mütevazı bir yaşam sürmekteydi. En yakın arkadaşları, mahalle bakkalı ile iyi kalpli bir ayakkabı boyacısıydı. Bir gün inanılmaz bir şey oldu ve İngiltere'den gelen bir avukat, Cedric'in soylu bir İngiliz, hatta bir lord olduğunu açıkladı. Cedric'in büyükbabası Dorincourt Kontu, Amerikalı bir kadınla evlendiği için babasını evlatlıktan reddetmişti. Ancak Kont'un bütün çocukları ölünce, tek varis olarak torunu Cedric kalmıştı. Küçük çocuk annesiyle bir
Sara, 19. yüzyılın sonlarında Hindistan'da, bir İngiliz subayın kızı olarak doğar. Çok küçükken annesini kaybeder ve hizmetçilerin eksik olmadığı bir evde prensesler gibi büyür. Okul çağı gelince, babası en iyi eğitimi alması için onu İngiltere'de bir yatılı okula yollamaya karar verir. Okulda ilk zamanları bir rüya gibi geçer. Özel hizmetçisi her an emrine hazırdır. Kendi kıyafetlerinin yanı sıra bebekleri için bile özel bir giysi koleksiyonu vardır. Arkadaş edinmesi hiç zor olmaz. Ancak Hindistan'dan gele
Mary, amcasının yanına taşındıktan sonra gizli, kilitli bir bahçe keşfetti. Acaba bahçeye girebilecek miydi? Yaşadığı malikânenin başka sırları da var mıydı?
On bir yaşındaki Pollyanna,hem annesini hem de babasını kaybedince, küçük bir kasabada yaşayan teyzesinin yanına taşındı. Katı ve sert bir kadın olan teyzesi, küçük kızı yalnızca bir vazife olarak gördüğü için evine kabul etmişti.Ancak Pollyanna bitmeyen neşesi, kimsenin kıramadığı inadı ve babasından miras Mutluluk Oyunu ile çok geçmeden, karşılaştığı herkesin hayatına güzellikler katmaya başlayacaktı.
Sara Crewe,annesini yıllar önce kaybetmişti. Babasıyla birlikte Hindistan'da yaşıyordu. İyi bir eğitim alması için babası tarafından ülkesi İngiltere'ye gönderilen Sara'nın öyküsü, Bayan Minchin'in Özel Okulu'nda devam edecekti. Hayal gücü, dürüstlüğü ve cömertliğiyle kısa sürede kendini sevdiren Sara'nın hayatı, babasının ani ölümüyle bir kez daha değişecekti.Rahat bir yaşamdan yoksulluğun en uç noktasına çekilen Sara, artık tek başınaydı.
Hindistan'da büyüyen Mary, annesiyle babası bir salgında ölünce, eniştesinin yanına gönderilir. Eniştesi çok zengin, ama mutsuz bir adamdır. Karısını genç yaşta kaybedince hayata küsmüş ve zamanını başka ülkelere geziler yaparak geçirmeye başlamıştır. Mary ile de pek ilgilenmez.
Mary bir bataklığın ortasına inşa edilmiş 600 yıllık tuhaf bir malikânede, hizmetlilerin bakımına bırakılır. Başlangıçta malikâneden de, çevresindeki insanlardan da pek hoşlanmayan Mary, kısa sürede hiçbir şeyin göründüğü gibi olma
Küçük Sara, 19. yüzyılın sonlarında Hindistan´daki bir İngiliz subayının kızı olarak doğar. Ancak çok küçükken annesini kaybeder. Hizmetçilerin eksik olmadığı bir evde prensesler gibi büyür. Okul çağı gelince, babası en iyi eğitimi alması için onu İngiltere´de bir yatılı okula yollamaya karar verir.
Bu okulda ilk zamanları bir rüya gibi geçer: Özel hizmetçisi her an emrine hazırdır. Kendi kıyafetlerinin yanı sıra, bebekleri için bile özel bir giysi koleksiyonu vardır. Arkadaş edinmesi hiç zor olmaz. Ancak b
Babasını küçük yaşta kaybeden Cedric, annesiyle birlikte mütevazı bir yaşam sürmekteydi. En yakın arkadaşları mahalle bakkalı ile iyi kalpli bir ayakkabı boyacısıydı. Bir gün inanılmaz bir şey oldu ve İngiltere'den gelen bir avukat Cedric'in soylu bir İngiliz, hatta bir lord olduğunu açıkladı. Cedric'in büyükbabası Dorincourt Kontu, Amerikalı bir kadınla evlendiği için babasını evlatlıktan reddetmişti. Ancak kontun bütün çocukları ölünce, tek varis olarak torunu Cedric kalmıştı. Küçük çocuk annesiyle birlik
Çocuk klasiklerinden bir temel yapıt daha. Daha önce çıkan Mutlu Prens, 80 Günde Dünya Gezisi,
Mercan Adası ve Bir Eşeğin Anılarından sonra beşinci kitap.
Toplam 19 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.