Pek az şairin bu kadar keskin, bu kadar cömert, bu kadar kendinden emin bir ilk kitabı olmuştur herhalde. Yeis ile Tabancanın çıktığı 1986da büyük şairler ölmüş, kimileri de ölüme yaklaşmıştı. Demek ki, harikuladeye bakan pencereler birer birer kapanıyordu. Erözçelikin kitabı, bildiğimiz duvarda yeni b,ir delik açtı. Kitabın başındaki Hatıralar Dükkânı ve sonundaki Tesadüflere Hürriyet! Teferruata Hürriyet! bölümleriyle, pencerenin en az kendisi kadar alımlı çerçevesi de yerleştirilmiştir. İhmal edilmeden.
İşte, sayfa biçimsiz harfleri yumurtladı-kâğıttan çıkan incecik yırtılma sesleri... işte bütün bunlar... zevzek izlenimlerle dokunmuş bir yazım tarzının, gerçek hayatta ihmal edilebilir sancıları zorluyor Kaf ımdaki saydam karanlığı. Orada, o gizemli çocuk ülkesinde, kusursuz entrikalar ilham eden Bizans ile birlikte tundralar, bozkırlar, kaybedilen Rusya, babamın Kafkaslar'ı, çöl, çay, ipek, estamp, haiku, baharat, Karadeniz'in kuytu inleri, Ceneviz armaları... gibi dağınık ve peşpeşe, zorlanmaksızın kâğıd
Fal ve Gül! Seyhan Erözçelik'in kitabının adı bu olmalıydı; hiç ilgisi olmadan Yahya Kemal'in (zil), şal ve gülü çağrıştırsa da...
Fal, elbette kahve falı, hazır ve verili bir gerçeküstü görüntü sunar: Balığın üzerinde uçan horozlar; tek boynuzlu insanlar; başlarından aşağı ayışığı dökülen kadınlar... Seyhan, faldaki görüntüleri zarafetiyle estetize ediyor...
Falın şiire dönüşmesi!
Dahası, verili fal söyleminden de fragmanlar (size bir kısmet var, üç vadede yol görünüyor, yüreğinizde bir sıkıntı var, ama fe
Ressamın pentimentosu ile şairin pentimentosu arasındaki fark nedir? Ressam için bir hatayı örtme, bir vazgeçme, bir pişmanlıktan başka bir pişmanlığa dönüş yoludur çoğunlukla. Bazen de kimi mesajları, niyeti, gizlice geleceğe taşıma isteği.
Ya şair? Tablonun iki boyutlu düzlemine ve boyanın maddi katmanlarının sınırlarına karşı, dil içinde onlarca boyutlu mekâna sahip olan şiir, daha farklı İmkânlar, alanlar sunar şaire.
Hatırlama, düş, pişmanlık, İsyan, dil sürçmeleri, biçim deformasyonu, düzyazı, yas,
Telveden dolunayın çevresinde hep birlikte dönüyorlar. Telvenin onları değiştiremeyeceğini bile bile ve kaderin de önüne geçilemeyeceğinin farkındalarken. Erözçelik'te şiir ve aynı anlama gelmek üzere, mucize şiirin ve mucizenin imkânsızlığının bilincinden yapılmıştır. Bir dulun saçlarından aktı sabah, / saat ve ışık kırıntıları. Kayıp ve imkânsızlık, inanılması ya da doğrulanması gerekmeyen kısacık bir mucizeyi başlatır. Magnezyum alevi kadar / kısa, aldatıcı bir hayat işte. Nabokov'un her öyküsünün ardınd
(Bu denizkızı, sen değilsin. Ama senin bir ruh halini ele veriyor.
Hem çocuk, hem anne.
Hem doğan, hem doğuran. İşte böyle)
Hala dağılmadıysan,
sen bu şiiri unut,
beni unutma.
Ben,
gençlik ne demek,
biliyorum.
Zaten topuğumdan vurulmuşum-
(Arka Kapak)
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.