Geçmiş Zaman Edipleri, Abdülhak Şinasi Hisar'ın sağlığında yayımlanacağı duyurulup yayımlanamayan kitaplarından. Daha önce aynı adla ama başka bir içerikle çıkmıştı. Bu kez Necmettin Turinay'ın kurgusu ve önsözüyle, yazarın ölümünün 50. yılında, okuruyla buluşuyor.
Ediplerimize Dair Hatıralar ve Geçmiş Zaman Edipleri bölümlerinden oluşan kitapta Süleyman Nazif, Halil Halit, Şehabeddin Süleyman, Halit Raşit, Tunalı Hilmi, Saffetî Ziya, Tevfik Fikret, Ahmet Midhat, Ziya Gökalp, Abdullah Zühtü, Süleyman Nazif
Bugünkü edebiyatı yakından takip edenler bu hulyayı ve onun ömrün büyük hakikatlerinin çok defa herkes için boş duran tasını zaman zaman dolduran lezzetli ve büyülü içkisini gayet iyi bilirler. Boğaziçi Mehtapları´nın bu özle şairi bize, yaşadığımız şehrin saat ve manzaralarında bu hulyanın serin ve başdöndürücü tadını bol bol ikram etmişti. Bu yazılarda bize bu seyyal unsurla varılacak merhalelerin mucizesini ne kadar iyi göstermişti. Çünkü bu hulya denilebilir ki metodlu olan bir hulyadır. O bizim bir ruh
Bu keyifli kitap, servet içindeyken sonsuz ihtirasları ve tuhaflıkları yüzünden rahata kavuşamayan Ali Nizami Beyin her şeyini yitirdikten sonra Bektaşi şeyhliğine soyunup huzur buluşunu anlatan bir uzun hikaye. Hisar yine insanın içine işleyen traji-komik bir hayatı anlatıyor...
Bugünkü edebiyatı yakından takip edenler bu hulyayı ve onun ömrün büyük hakikatlerinin çok defa herkes için boş duran tasını zaman zaman dolduran lezzetli ve büyülü içkisini gayet iyi bilirler. Boğaziçi Mehtapları´nın bu özle şairi bize, yaşadığımız şehrin saat ve manzaralarında bu hulyanın serin ve başdöndürücü tadını bol bol ikram etmişti. Bu yazılarda bize bu seyyal unsurla varılacak merhalelerin mucizesini ne kadar iyi göstermişti. Çünkü bu hulya denilebilir ki metodlu olan bir hulyadır. O bizim bir ruh
´´Divan şiiri, edebiyatımızın bir has bahçesi gibidir. Bu zaman ve bu iklim içinde her his ve her fikir, klasik bir zevkle duyulur, incelmiş bu üslupla yazılır ve üstadane bir eda ile söylenirdi. Öyke ki bu edebiyatı, beş, beş buçuk asırlık şairlerimiz, şiirlerinin kalıpları, vezin ve kafiyeleri içine gönüllerinin, ruhlarının seslerini neylere üfler gibi üfleye üfleye büyülemişlerdir. İşte böyle her mısra, erişmek istedikleri kemali bulunca, böyle, onlar da ´eş´arı böyle söyler üstad söyleyince´ derlerdi. H
Abdülhak Şinasiyi okurken, nesrin yazı olduğunu, konuşma olmadığını tekrar hatırladım. Abdülhak Şinasi, nesre son zamanlarda unutur gibi olduğumuz bu mevkiini iade eden
muharrirlerimizdendir diyor Ahmet Hamdi Tanpınar.
Eski baskıları arasındaki farklar gözetilerek, yazarın dili ve imlası korunarak hazırlanan bu kitap, Hisarın edebiyatımızdaki yerini belgeler nitelikte.
Abdülhak Şinasi Hisarın kitaplarına girmemiş yazıları Türk Müzeciliği ile gün ışığına çıkmaya devam ediyor. Necmettin Turinayın hazırladığı kitap, Hisarın pek bilinmeyen bir yönünü, ilgisini ve birikimini belirlemesi bakımından dikkat çekici. Onun, Türk müzeciliğinin başlangıç ve gelişim dönemleri üstüne yazdığı yazılar, Cumhuriyetin onuncu yılı nedeniyle kurulması istenen İnkılap Müzesinin komisyonunda bulunduğu sırada ürettiği fikirler, büyük rüyası Boğaziçi Yalısı Müzesi çevresinde geliştirdiği proje ve
Türk edebiyatının usta kalemi Abdülhak Şinasi Hisarın bütün yapıtları Yapı Kredi Yayınlarında...
Halit Ziya Uşaklıgilin Türk edebiyatı tarihinde birden bire fırlamış bir irtifa noktasını gösteren bir tepe mesabesindedir dediği Fahim Bey ve Biz, 1942 yılında CHP Hikâye ve Roman Mükâfatında ödül de almıştı
Bütün yapıtları YKY tarafından yayımlanan Abdülhak Şinasi Hisarın iki kitabı daha yayımlandı: Boğaziçi Mehtapları ve Boğaziçi Yalıları. İstanbul´u dinlemek ve duymak için mutlaka okunması gereken bu iki kitap, İstanbul üzerine yazılmış sayılı şaheserlerden. Hisar, Boğaziçi´ni mevsim mevsim, saat saat yaşatmayı başarıyor; geçmiş zaman cennetinde görülen bir medeniyet rüyasına götürüyor okurunu.
Hisarın edebiyat yazılarını toparlayan bu kitap, genellikle roman ve hatıra yazarı olarak bilinen Abdülhak Şinasi Hisarın, denemeci ve eleştirmeci yanını öne çıkarıyor.
Abdülhak Şinasi Hisarın henüz kitaplaşmamış yazılarından oluşan Kitaplar ve Muharrirleri, Hisar üstüne doktora çalışması da bulunan Necmettin Turinay, üç cilt halinde yayına hazırladı: Mütareke Dönemi Edebiyatı, Edebiyat Üzerine Makaleler (1928-1936) ve Romana Dair Bazı Hakikatler (1943-1963).
Roman, toprakta biten bir ağaç gibi, içeriden d
Abdülhak Şinasi Hisarın henüz kitaplaşmamış yazılarından oluşan Kitaplar ve Muharrirleri, Hisar üstüne doktora çalışması da bulunan Necmettin Turinay, üç cilt halinde yayına hazırladı: Mütareke Dönemi Edebiyatı, Edebiyat Üzerine Makaleler (1928-1936) ve Romana Dair Bazı Hakikatler (1943-1963). Kitaplar ve Muharrirlerin ikinci cildinde Hisarın 1928 ile 1936 yılları arasında çıkmış deneme ve eleştirileri yer alıyor: Buradaki metinler doğrudan edebi tenkide ve tenkit tutumuna, romana ve şiire, edebi akımlara v
Girift ve şiirli cümlelerinin yarattığı üslüpla Türkçenin en usta yazarları arasına yerleşen Abdülhak Şinasi Hisar´ın sıklıkla mizaha kayan kalemi, Geçmiş Zaman Fıkraları´nda kendini iyice gösteriyor. III. Selim döneminden Meşrutiyet´e, tarihte iz bırakmış kişilere ilişkin çok sayıda fıkrayı ve anekdotu bir araya getiren kitap, çelebi, medeni bir İstanbul efendisinin ifadelerini içeriyor.
Çocukluğunun geçtiği Boğaziçi´ni ve ilkgençlik yıllarının İstanbul´unu geçmiş zamanın güzelliklerine duyduğu özlemle anlatan Abdülhak Şinasi Hisar, bu kez bir minyatür gibi işlediği eski İstanbul´un köşklerine uzanıyor: İlk kez 1956´da yayımlanan Geçmiş Zaman Köşkleri, yazarın çocukluk zamanlarında yaşadığı hayreti, hayranlığı ve renkli insanları barındıran o büyülü rüyayı bugüne taşıyor.
Ahmet Hâşim şiirini yazabiliyor., fakat başka hayat adamları gibi ömrünü yaşayamıyor. Nasıl ki Paul Verlaine de şiirini yazıyor, fakat istediği gibi bir hayat yaşayamıyordu. Bu şiirle hayat arasındaki münasebet, çok kere bozulmuş görünüyordu. Hâşim istiridyenin incisini imal etmesi gibi, ruhunun belki de vücudunun hastalığından şiir denilen radyonu imal etmesini en iyi bilenlerden biri idi. Onun derinden duyduğu bir hissin ruhu ve âsabı ıstıraplarla râşelerle duyarak taşırması için lazım geliyordu. Hâşim´in
Türk edebiyatının usta kalemi Abdülhak Şinasi Hisar´dan, yarım asırdan fazla devam etmiş bir dostluğun seçme hatıraları: Yahya Kemal´e Vada..
Pek çoğu, zamanında dergi ve gazetelerde yayımlanmış yazılardan oluşan biyografi, Hisar´ın daha önce hiç yayımlanmamış Yahya Kemal Gazellerini Okurken başlıklı incelemesini de içeriyor.
Abdülhak Şinasinin Pierre Lotinin İstanbuldaki izini sürdüğü ve Türklerle dostluğunu ortaya koyduğu İstanbul ve Pierre Loti, yıllar sonra yeniden Lotinin İstanbul fotoğrafları eşliğinde okurla buluşuyor.
Türk okurunun roman ve hatıra yazarı olarak tanıdığı, yazı hayatına bir hayli geç başladığı kanaati yaygın olan Abdülhak Şinasi Hisarın henüz daha yayınlanmamış bazı eserlerinin bulunduğu bilinen bir husustur. Sağlığında bir türlü yayınlayamadığı bu eserlerinin yanı sıra onun yazı hayatının, ilk eseri olan Fahim Bey ve Bizden (1941) çok daha önceleri başladığı, neredeyse ömrünün sonuna kadar da sayısız edebi makale, deneme ve eleştiri yazıları kaleme aldığı pek bilinmez.
Kitaplar ve Muharrirler genel başlı
Toplam 17 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.