aşkı, hüznü, hüsranı, firâkı ve sabrı anlama gayretiyle çıkılan yola dair; vakit yaklaşırken kendi vaktimizi de
yâdımızdan çıkarmamak için, şükredebilmek için: asr vaktinde firâk - hüzün vakitlerine dair-
ve müellifi der ki;
ağıt yakıldı yüzyıllarca yol(lar) üzerine de duymazlıktan gelindi nedense, duymamanın aynı zamanda görmemek
zannedildiği bir dünyaya cevap vermek çok da kolay değildi.
sırf farklılıkları yok etmek adına yollar tek bir yola dönüştürüldü de, biz sadece acz içinde baka kaldık.
halbuki kork
Bizler bir zamanlar gençtik ve birbirine üstad, birbirine şakird olmak için bir araya gelmiştik:
Yol-daşlığın kıymetini bilerek, ercesine yol-daşlık etmek tek dileğimizdi.
Adını bir deryadan alan sakar-çay ocağında; birbirimizin dizinin dibinde oturup durmak
varken, başkalarının kurduğu oyunda birbirine çarpan misketler gibi, birer ibn-ül mesai
olarak dağıldık!
Üstelik sabahımız da akşamımız da birbirinden ayrı düşmüştü.
Merkezi Asya'nın başkenti olarak adlandırılan Taşkent'in bana düşmesi belki de o dağılm
Acaibü'l- Acaibat, nereye böyle sorusuna şahitlik etmenin kıymetini hatırlatma çabasının yanı sıra kendi nefislerini yeren, birbirlerini uyaran ve mermameti ve sabrı tavsiye eden atalarımızın mesellerinden bizlere düşen hisse nedir sorusunu dert ediniyor.
Bu kitabın müellifi der ki: Toydum, yeni terleyen bıyıklarıma sevdalanmıştım. Yeniliğime sevdalanmamın beni bir mahpusluğa düşüreceğini işitmemiştim. Hafız'ın sesi de eskide kalmış bir yankısız tumturaktan ibaretti. Kendi yeniliğine mahpus kimselerle karş
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.