Rüzgârı kokladı. Yüzüne kır çiçekleri dökülür gibi oldu. Hızır’la karşılaşmak için mükemmel bir gündü. Üç vakte kadar Kudüs’te olacaktı. Kilometrelerce yol gidecekti. Dağlar, denizler aşacaktı. Dünyanın en mutlu insanı içinde gizli bir gurur hissetti. Bir Musa bir de oydu. Musa’dan sonra o. Yeryüzünde Hızır’ın peşine düşen başkası var mıydı? Yoktu. Kimse onu aramaya çıkmamıştı. Neden? Çünkü insanlar her şeye yarım yamalak inanıyordu. İnsanoğlu, modernitenin parıltılı vaatlerine kandıkça kadim hikâyelerine y
Ezan sesi çok eski bir sestir ama bunu herkes bilmez. Tıpkı gökte parlayan yıldızlar gibi. Onlar
gecelerimizi aydınlatırlar fakat ışıkları milyonlarca yıl uzaktan gelir. Zehra Teyze bana ilk ezan
sesinin bir yıldızdan duyulduğunu söyledi. Fakat siyah bir yıldızmış bu. Ona siyah bir yıldızın
nasıl olup da görülebildiğini sordum. Bir güneşi yansıtarak, dedi bana.
İlk sene köylüler yazın gelmeyişi üzerinde pek durmadılar. Bu onlar için, kendilerini birden hafta ortasında bulmak gibiydi. Birisi günlerden salı değil de çarşamba olduğunu söylediğinde zamanın hızına şaşırır, arada kayıp bir gün olabileceğini nasıl aklımızın ucundan geçirmezsek, Kamşatlılar da yazın gelmemiş olma ihtimalini hiç düşünmediler. Konuşma aralarında Yazdan da bir şey anlamadık! Ne kısa sürdü, deyip ay sonuna doğru havaların belirgin bir şekilde soğuduğuna kendilerini inandırdılar. Günlerce süre
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.