Düşünce hayatımız uzun yıllardır aynı meselelerin benzer konuların etrafında dönüyor. Batı medeniyetine yenilmenin, siyasi istikrarsızlıkların, iktisadi bunalımların derinleşmesiyle başta Türkiye olmak üzere İslâm âlemi ciddi zorluklar yaşıyor. Korkularımız, kaygılarımız yenilenmeyi, düşünce ve kültür hayatını zenginleştirmeyi, sorunlarımızı çözecek program tekliflerini engelliyor.
Ercan Yıldırım Ülkesini Arayan Gelecek kitabında düşünce dünyasında yer bulan ve fakat siyasi kaygılarıyla yüklü bakış açısını
Kültür son yıllarda kendi bağlamı içinde gündelik hayatı belirleyici, siyasi ve iktisadi dönüşüm boyutlarıyla ele alınmaktan ziyade farklı kesimlerin maddi ikballerini güçlendirme, kültür esnafının korunaklı yerini tahkim etme endişesi etrafında konuşuluyor.
Ercan Yıldırım Türkiye'nin Yeni Kültürü kitabında bir dertle ve merakla kültürü iki boyutuyla ele alıyor, bu alanla ilgili tartışmalardan hareketle analitik ve siyasi bir bakış için pencere açıyor. Gündelik hayattaki ciddi dönüşümlerin fotoğrafını çeki
Geçmişten günümüze Türkiye'nin modernleşme tar ihini siyasi ve fikri hayatını tek kelimeyle; cendere ile açıkla yabiliriz. Batı medeniyetinin, modernitenin ve Aydınlanma düşüncesinin temel tezleri dogrultusunda, kapi talizmin ana esaslarını kabul ederek Batı'yı yenebilecegimiz fikri içinden çıkamadıgımız en büyük cenderemiz. İm paratorlugun çöküş yıllarından itibaren Türkçülük, sosyalizm, İslamcılık kendi iddialarını hayata geçiremeden sürekli bir cendereden bir başka cendereye tutulup eklektik düşüncelere
Türkiye'de Osmanlı İmparatorluğu'ndan günümüze İslâmcılığın tarihi ele alınırken üzerinde en çok durulan, tartışılan isimlerden ikisi kuşkusuz Mehmet Akif ile Necip Fazıl'dır. Akif ve Üstad ilgisi nedeniyle hayatı, eserleri, çevresi, fikirleri, tercümeleri, tiyatroları... başlıkları altında seri üretim ve birbirinin aynı pek çok matbu evrak bulabilirsiniz. Öyle ki bu iki isim farklı cephelerde, değişik yönleriyle ele alınmış, tarihyazımı ekollerinin kahramanı ya da düşmanı sayılmıştır.
Ercan Yıldırım, fi
Türkiye'de İslâmcılık, 1980 sonrasında çok önemli kırılmalara, dünya sistemiyle bütünleşmeye varan dönüşümlere sahne oldu. 1980 öncesinde Müslümanlar kendilerini başkalarından ayırıp, İslâmî bir gündelik hayatın nasıl inşa edileceğinin mücadelesini veriyordu. Doksanlı yıllardan itibaren İslâmî dönüşüm iddialarını gündemlerinden büyük ölçüde çıkardılar. Zira söz konusu yıllar, tarihin sonu tezinin de etkisiyle bireycilik, bir arada yaşama, hoşgörü, çokkültürcülük gibi sorunlu kavramsallaştırmalarla heba edil
Dünyaya sözünü söyleyip çekilmiş millet olmak, Anadolu'dakilere uygun değildir. Ütopyadan ya da hayallerden bahsetmiyoruz. Bugünden geriye bakarak kurduğumuz imgeler yığınıyla da pek ilgimiz yok. Nostalji postmodernlere uygun; Romantizm, kötü bir kelime; kuram, İslâm gerçeğine aykırı Bu kitapta ele alınanlar şanlı tarihimiz, kahraman askerimiz, veli padişahımız, at sırtındaki ceddimiz yaklaşımlarından uzak Her kitaba, teze, tarihî yargılara karşı gelinebilir, bunlar eleştirilebilir. Ancak söylenen her söz b
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.