Koronavirüs, yaşadığımız hayatları kökünden sarstı. Hayatla ilgili beklentilerimiz, yaşam tarzımız, iş alışkanlıklarımız tamamen değişti. Hepimizi korkuyla evlerimize hapsetti. Neredeyse başka bir şeyden konuşmaz olduk...
Oysa dünyamızda her zaman virüsler vardı. İnsanlık tarihi virüs salgınlarıyla dolu. Tüm bu salgınlara rağmen, insanoğlu her seferinde virüsleri yenmeyi başardı ve soyunu devam ettirdi.
Yine aynısı olacak: Bu salgını da yeneceğiz! COVID-19 değil, insanoğlu kazanacak!
Bağışıklık sistemimiz,
Yaşam sevinci, sağlıklı yaşamla mümkün!
Bu kitabı sofrasını gerçek besinlerle, şifayla, sağlıkla donatmak isteyen, ama nereden başlayacağını, önce hangi adımı atacağını bilmeyenler için yazdım.
Hepimiz sağlıklı olmak, uzun ve mutlu bir yaşam sürmek istiyoruz. Yaşam Sevinci kitabı ile sağlıklı yaşam bir kavram olmaktan çıkıp gündelik hayatın bir parçası hâline gelecek.
Yaşam Sevinci'nde bilimle desteklenen bilgi var. Daha da önemlisi bilginin eyleme geçebilmesi için pratik öneriler var. Gıdanızı nasıl seç
Musa ve Yol Arkadaşı, uzun bir yolculuğun, insanın yaratıcısına doğru uzanan yoldaki sonsuz yolculuğunun hikayesini anlatıyor bize. En basitin içindeki mucizeyi görmeye çağırıyor bizi. Mucizevi olanı görmeye direnenleri işaret ediyor. İnsanın içindeki putları kırmayı vaadediyor. Görünenin ardındaki giz, sırların ardındaki hakikat, Musanın hikayesiyle görmeye hazır insanlar için açığa çıkıyor.
"Onu öldürmüşsün dedi; bir cana karşılık olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Gerçekten çok kötü bir iş yaptın. Sük
Ümit Aktaş, özel insanların hayatları ve fikirlerini çağın tanıklık sandalyesinde değerlendiriyor. "Tıpkı suratına geçirilmek istenen o "beyaz" maskeyi reddeden Malcolm X gibi, tıpkı asimilasyonu ve teslimiyeti reddeden Aliya gibi, tıpkı üzerine doğru yürüyen teknolojizmin ölüm makinesi karşısında geriye çekilmeyi insanlık onuru adına reddeden Rachel gibi, tıpkı "bizim amacımız hükûmete değil, marifetullaha ulaşmaktır" diyen ve İslam'ı siyasallaştıran mollalara karşı İslamî siyaset perspektifini ortaya koym
İslâmcılık açısından bakıldığında 20. Yüzyıl, pek çok gelişmeyi, düşünceyi ve kopuşu içinde barındıran bir dönem. Ümit Aktaş, Yüzyıl ve Gelecek kitabında, İslâmcılığın doğuş yıllarından başlayarak geçip gittiğimiz 20. Yüzyıl'a, oradan da geleceğe uzanmaya çalışıyor. Siyasi arayışlardan yöntem tartışmalarına, öncü isimlerden ve fikirlerden yararlanarak ilerliyor. Kimi zaman geçen yüzyılda belli kavramların nasıl algılandığını sorguluyor, kimi zaman da siyasal arayışların doğurduğu sıkıntıları didikliyor. Zir
Aslında modernlikten yakınmaya, şikâyet etmeye gerek yok. Bizi sıkıştıran asıl şey çünkü modernlik değil, kapitalizm. O ise modernlikle birlikte dünyamıza girdiği için bizi yanıltıyor; çünkü kapitalizm diyor ki modernlik benim ve biz de buna inanıyoruz ve diyoruz ki modernlik kapitalizmdir. Dolayısıyla bizler de modern olmak için kapitalist olmak, modernlikle savaşmak için de kapitalizme karşı çıkmak zorunda olduğumuzu düşünüyoruz. Oysa belki de modern olmak demek, tam da kapitalizme karşı olmak demektir. Ç
Aslında anlamsal olarak birbirlerine oldukça yakın olan bu kavramların (edebiyat, ideoloji ve poetika) arasındaki mesafeleri ölçmek, hiç de kolay değil. Bir edebiyat eserinin, dahası sanatsal/estetik bir yaratıcılığın ideolojiden bütünüyle arındırılması gerektiğine dair o nahif saflık arayışıyla ("sanat sanat içindir" gibi), tüm insani edimlerin ideolojik olduğunu savunan siyasal kararcılığın ("kişisel olan her şey siyasidir" gibi) arasındaki salınımlar içerisinde doğru bir minvali bulmanın zorluğudur karş
Âdem okurlarını dünyanın en eski hikâyesini yaşamaya davet ediyor. Orada insanın hem kendisiyle hem şeytanla mücadelesini anlatırken, günümüz insanının modern hayatı ve modern dünyanın tuzakları da beliriyor akıllarda. Aslında herşey kendisini aşmak isteyen insanın kendisine çizdiği sınırda bitmiyor mu?
Kainatın en büyük başkaldırısının, ilk kaçışın ve en uzun sürgünün romanı.
Herşeyin nasıl başladığını merak etmiyor musunuz?
İnsanın iki cenneti vardır çünkü; biri ardında, diğeri ise önündedir; biri ge
Anarşizm, insan ruhunun belki bu en aslî özgürlük arzusu, yani tâbileştirilmemek, egemenlik altına alınmamak, daha da doğrusu kayıtsız şartsız bir özgürlük talebi, Batıdaki benzeri birçok siyasal akım gibi, tüm değerleri ve geleneksel sistemleri altüst olan ve her şeyin yeniden değerlendirilmeye çalışıldığı 19. Yüzyıl Avrupası şartları içerisinde kendisini ifade etmeye çalıştı. Doktriner bir siyasal/felsefî akım/eğilim olmasa da, başta modern devlet aygıtı olmak üzere, insan özgürlüğünü kısıtlayan ve baskı
Usta yazar Ümit Aktaştan bir geriye dönüş romanı.
Türkiyenin çalkantılı dönemlerine bir ailenin aynasında ışık tutan Yeşil Vadi, cenderelerden geçerek, düşünce ve inanç dünyasında köklü değişiklikler yaşayan bir akademisyenin zihninde dolaşırken, okurlarına asıl mutluluk ve huzurun kaynağını işaret ediyor.
Bir oluşum (bildungsroman) romanı olan Yeşil Vadi, aynı zamanda büyük bir birikimin romanı.
Bir yılan gibi değiştirdiğim kabuğumda hangi gizemler saklı? Günden güne kalınlaşan bu derinin altındaki
Hakikatin yolunu ve yönünü şaşırdığı bir dehlizden sizi tutup çıkaran nedir? İmtiyazlı oluşunuz ya da yüreğinizi açık tutmanız mı? Yoksa herkesin de duyduğu hâlde dikkate almadığı bir çağrıyı, daha doğrusu hayatın kendisini ciddiye almanız mı? Ki, akranlarınızın çoktan hayatın hengâmesine daldığı o ergenlik çağında, gözlerinizi ufka dikerek, ya da geceleri yıldızları çevreleyen o karanlığın gizeminden gelecek kurtarıcı bir çağrıyı beklerken belki de, dalmış olduğunuz uykudan sizi uyandıran bu ses, kuşkusuz
Hikmete uygun bir hayat ve düşünüm, arifleşmek ve kâmil insan olma yolunda bir ilerlemeyi ve yetkinleşmeyi sağlar; ki, insan için asıl ilerleme budur; yoksa toplumsalın ilerlemesi değil. Çünkü oradaki ilerilik, sadece teknik anlamdaki bir donanım ve uygarlaşma anlamına gelir. Bu uygarlaşma ise çoğu kez insanın kişisel kemâlini önleyen bir konformizm olarak tezahür eder. Araçlara boğulmuş bir hayat çünkü, çoğu kez Hakikatle olan kalbî bağlarımızın zayıflamasına ve hatta kopmasına mal olur. Yapaylaştırılmış b
İslam bize bir dünya görüşü sunmaz, ondan bir dünya görüşü çıkarsak bile. Bir dünya görüşü sadece bir yaşama tarzı, şekli, programı ve yoludur. Şüphesiz İslamdan bunlar da çıkarılabilir. Ama İslam bundan daha fazlasıdır.
Bir dünya görüşü sadece bu dünyaya dair cevapları, umut ve kaygıları verir, sadece bir yaşama felsefesidir. Oysa İslam her şeyden önce hakikati dillendirir, terennüm eder, duyurur. Üstümüzde duran o ağır kapağı kaldırarak bize bir nefes aldırır, özgürlüğün ne olduğunu öğretir; hakikatin anl
gideceğim ısmarlayarak sözlerimi
kıyamet öncesine; aydınlanmadan daha gökyüzü
dönmeden burjuvalar cehennemlerine
kirli bir tebessümle sırıtmadan işçiler
kırılmadan son kapı, devrilmeden son kule
basarak güvercin ölülerine, bakmadan hiç geriye
içimden sessiz bir ağıt söyleyeceğim
Türk şiirinin merkezinin dışında kendine özel bir yerde tarzını sürdüren şairlerden. Bireysel tanımını en fazla hakkeden, zira başka şairleri de pek fazla yanına çağırmayan, şiirlerini dergilerde yayımlama ve kitap halinde bastırma
Toplam 14 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.