Hz. Peygamber’in(sav) ahlakı Kur’an’dı.
Hz. Peygamber’in ahlakının Kur’an ahlakı olması demek, Onun(sav) Kur’an’ı
en ince detayına kadar yaşaması demektir. O(sav), ilahi emirleri ve nehiyleri sadece tebliğ etmekle kalmamış aynı zamanda büyük bir aşkla öncü ve örnek olarak kendisi yerine getirmiş ve engin bir takva duygusu ile haramlardan sakınmıştır. Kur’an’ın fazilet olarak saydığı sıfatların hepsi bilâ istisna Onda(sav) mevcuttur ve O(sav) Kur’an’ın nehyettiği her türlü karakter özelliğinden ve davr
Kur’an kıssaları soyut ve yüksek hakikatlerin ete kemiğe bürünmesi, elle tutulur, gözle görülür hale gelmesidir. Özelde Yusuf kıssası genelde de Kur’ân kıssalarının tamamı bize tarihin akışının Allah’ın irade ve ilminden bağımsız ve başına buyruk bir gidişatının olmadığını gösterir. Özellikle kıssalar kronolojik olarak tersten okunduğunda tarihin yalnızca insanın eseri değil aynı zamanda Allah’ın mimarisi olduğu açıkça hissedilir. İnsan düşünerek ve kendini vererek Yusuf kıssasını okuduğunda, kıssa ile kend
Hz. Peygamber'e uymak; zerreden küreye, tepeden tırnağa, iğneden ipliğe bütün eşyayı kuşatan derin bir nazar, merhamet, marifet, muhabbet ve gayret yüklü bir aksiyondur.
Bugün Efendimiz'i (sav) anlamak, somut ve spesifik birtakım sünnetleri hayatımıza tatbik etme ile başlayan ama burada kalmaması gereken, Efendimiz'in (sav) nazarıyla, hassasiyetiyle, derdiyle, değerleriyle insana, topluma, havadaki kuşa, denizdeki balığa, saksıdaki çiçeğe, sokaktaki köpeğe, kediye hasılı iğneden ipliğe her şeye Onun ümmeti
Şiir azıcık aklî, daha çok kalbî bir eylemdir. Şairin kastı konuşulduğunda birazcık aklı, daha çok ruhu konuşuluyor demektir. el-Ma'nâ fî batni'ş-şâir. der Araplar. Yani kasd-ı mahsusa şairin bâtınında, derûnunda, hâsılı ruhundadır. Ruh ise sırdır, akıl onu anlayamaz, kısırdır.
Şiiri ruh anlar; akıl ise belki ve ancak yorumlar.
Şiir, aklî düşüncenin kalbî idrake evrilmesidir.
Şiir, aklın devrilmesi, kalbin anlamı devralmasıdır.
Aslında muamma olan; sözdeki şiir değil, ruhtaki şuurdur. Kapalı olan, lafız
Modern çağda ulvi yönelişini kaybeden insan, tarihte yaşanan cahiliye devirlerini aratacak derecede özünden kopmuş, Yüce Yaratıcı'nın bahşettiği erdemleri elinin tersiyle bir kenara itmiş, süfli hedefleri doğrultusunda inşa ettiği profan dünyada nefsi ve şeytanıyla baş başa kalmış ve böylece dünyayı kendisine zindan etmiştir.
Artık insan, içine düştüğü bu buhrandan kurtulmak için özeleştiri yapmak, kendisini yeniden tanımak ve tanımlamak, maddî ve manevî varlığını; olumlu ve olumsuz yönlerinin farkında ola
Kur'an; Azîz olan izzet sahibi, Rahîm olan rahmet sahibi Allah'ın indirdiği hikmet
yüklü bir kitaptır.
Kur'an; bir hakikat çağrısı, bir hidayet rehberidir. Bu kitap Allah'ın sesidir, nefesidir;
Allah'ın kelamıdır. İnsan, Kur'an'la ne kadar iç içe girerse Allah'ın sesini, nefesini,
soluğunu o kadar içinde, iliklerinde hisseder. O soluk insanı pişirir; olgunlaştırır...
Kur'an; arayış içindeki insanı esfel-i safilinden, bataklığın dibinden alıp Allah'ın
rızasının istikametine sevk etmek için indirilmiş bir kit
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.