Kültürden İrfana ile on iki ciltlik Cemil Meriç külliyatı tamamlanıyor.
Mefhumlar ve meseleler konusunda düşüncenin en ücra köşelerini yoklayan, yalınkat bir bilgi yerine kapsamlı, incelikli bir bilginin peşine düşen Cemil Meriç, Kültürden İrfana'da okurunu önyargıların köleliği yerine düşüncenin yoldaşlığına çağırıyor.
Kültür, Batı'nın düşünce sefaletini belgeleyen kelimelerden biri:
kaypak, karanlık, samimiyetsiz. Tarımdan idmana, balıkçılıktan
medeniyete kadar akla gelen ve gelmeyen düzinelerce mânâ. Ke
Kırk Ambar bir mefhumlar kamusu, derbeder ve dağınık bir ansiklopedi, Cemil Meriç`in deyişiyle, kurmak istediği abidenin birkaç sütunuyla birkaç odası. Eser iki bağımsız bölümden oluşuyor: Rümuz-ül Edeb ve Lehçe-t-ül Hakayık. Her bölüm başlı başına bir kitap olacak kadar hacimli. O yüzden Kırk Ambarın iki ayrı bölümünü, eseri baskıya hazırlayan Mahmut Ali Meriç`in düzenlemesiyle, iki ayrı cilt halinde yayımlıyoruz. Bu birinci cilt, dünya edebiyatından klasiğe, hümanizmden edebiyat sosyolojisine, romanın ro1
Işık Doğudan Gelir, siyasi, felsefi, dogmatik herhangi bir inancın peşinde olmayan, başka milletlere, başka fikirlere, başka düşünce ve duyma tarzlarına sonsuz bir tecessüs besleyen bir Cemil Meriç klasiği, tüm diğer eserleri gibi.
Medeniyetlerin defter-i amali olan ansiklopedilerden İslamın kozmolojik doktrinlerine; İbrani edebiyatından Kitab-ı Mukaddese; Herbelotnun muhteşem abidesi Doğu Kütüphanesinden, oryantalizmlerin aydınlattığı yeni medeniyetlere; Micheletnin ve Schurénin her türlü yobazlıktan uzak
Saint-Simon. İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, genç Cemil Meriç´in sosyalizm düşüncesinin derinliklerindeki mihnetli serüveninin ürünü sayılabilecek bir çalışmadır. Meriç, St. Simon´a bakarken 19. yüzyılın ilk yarısının ütopik sosyalizmini , yani kendi deyişiyle İstikbal hakkında derin düşünceleri olan, cemiyeti inceleyen ve incelemelerine rüyalarını da katanları inceliyor. Cemil Meriç´e göre Marx, bütün dünyaya yaydığı sistemini Porudhon´laşmış bir Saint-Simonculuğu genişleterek oluşturmuştur. St. Simon, Cemil
Cemil Meriç`in kendini, yakınlarını, etrafındakileri, içinde bulunduğu dünyayı, düşünce tarihini ve tarihimizi, kendi açısından ve yalın bir şekilde değerlendirdiği eser Jurnal, yazarın gündelik düşüncesini, kişisel maceralarını, anı ve itiraflarını, yoğun duygularını, yaratış gücünü, alışılmadık yaklaşımlarını, güçlü sentezlerini, engin kültürünü birarada yansıtan bir büyülü aynadır. Cemil Meriç`in en doğal çehresi ve olanca çoksesliliğiyle karşımıza çıktığı eser, yazarını olduğu gibi tanımamıza, değerlend
Cemil Meriç`in Jurnal`inin 2. cildi, 1960`lardan 80`lere Meriç`in ruh ve düşünce dünyasındaki dalgalanmalarıyla yansıtıyor. Kitaplarına geçmemiş düşünceleri, notları... Anılarına dönerek çocukluğunu ve gençliğini ele aldığı özyaşam öyküsü değerlendirmeleri... Duygu dünyasını, zaaflarını, tutkularını döktüğü mektuplar... Özellikle yaatmak- yaratmak ikilemini dorukta yaşadığı aylarda, `idealar alemindeki kadın` olarak bağlandı. Lamia Hanım`a yazdığı mektuplar, Jurnal`nin en hacimli ve en `özel` metinleri. Tek
Rümuz-ül Edeb´in bir tür edebiyat tarihi olmasına karşın Lehçe-t-ül Hakayık bir tür düşünceler tarihi. Kırk Ambar´ın bu yeni 2. cildi, 1980´de yayımlanan ve tek bir baskı yapan Kırk Ambar2ın ikinci bölümünde ele alınan konuların yeni konularla zenginleştiği, 1981 yılında Ankara´da bir kez basılan Bir Facianın Hikâyesi adlı kitabın içeriğinin de bu konulara eklendiği çok daha kapsamlı ve tamamen gözden geçirilmiş bir hali. Cemil Meriç´in ele aldığı birçok konu bugün de güncelliğini koruyor, bugün de o konula
Toplam 7 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.