Bütün dünyada bir öfke kol geziyor. (...) Haklı, çok haklı bir öfke bu! Gelgelelim yanlış bir yere yöneliyor. Dahası, eğer bu öfkeyi doğru hedeflere yöneltemezsek hepimizi yok edecek. (...) Bu öfkenin özünde umut var: Her şeyin daha iyi olabileceğine, geçmişin geri dönebileceğine, barışın yeniden sağlanabileceğine ve bir gün her şeyin yerli yerine oturabileceğine dair bir umut. Ne var ki bu umut tam aksinin şeklini alıyor: Zenginlerin gücünü katlıyor; dünyayı daha şiddet dolu, yaşamak için daha beter bir ye
Tehlike, tahakkümden yola çıkarsak kendimizi aslında bir tahakküm kuramının içine hapsedecek olmamızdır. Kendimiz üzerine düşünebileceğimiz bir çerçeve kurmalıyız. Önce ortaya bir tahakküm kuramı koyuyoruz; sonra da toplumsal mücadele ya da sınıf mücadelesi üzerine konuşmaya başlıyoruz. Ancak, bu yaklaşımın işe yaramadığını düşünüyorum; bu nedenle buradan başlamayacağım. Bu nahoş şeylerden başlamak istemiyorum; -o güzel- Biz'den başlamak istiyorum.
Bu küçük kitap, dünyayı değiştirme mücadelesi için iyimse
Kapitalizmin kendini varetme koşulları aynı zamanda kendi mezar kazıcılarını da eğiten bir süreç yaratmıştır. Marxtan başlayarak bugünün filozoflarına ve siyaset kuramcılarına uzanan dönemde defalarca dile getirilen bu durum, John Holloway tarafından eylemek fiilinin çevresinde yeniden örülürken, iktidar ve güç sahiplerinin bireylerin yaratıcı potansiyelleri üzerinde kurduğu baskıyı, bu baskının yeniden yaratma ve yarattığına sahip çıkma kabiliyetini nasıl sekteye uğrattığını, yapma gücünün yaptırma gücüne
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.