Tarih, geçmişte yaşamış toplumların faaliyetlerini yer ve zaman göstererek sebep-sonuç ilişkisi içerisinde inceleyen bir bilim dalıdır. Bir tarihî olayda bulunması gereken temel unsur-lar; insan, yer, zaman, sebep ve sonuçtur. Bu sebeple tarihi bir hadise incelenirken bu te-mel ilke ve prensiplerin dikkate alınması gerekmektedir. Tarihin omurgasını ve çatısını oluş-turan ana unsurlardan herhangi biri dışta bırakılırsa, araştırılan bir konudan sağlıklı ve verimli neticelerin elde edilmesi oldukça zordur. Çün
İslâmî ilimlerle uğraşanlar az veya çok Hz. Peygamber’in hayatına temas etmişler ve eserleriyle de bu yaklaşımlarını gözler önüne sermişlerdir. Bu
İslâmî ilimlerle uğraşanların başında Muhammed b. Ömer b. Vâkıd el-Vâkıdî el-Eslemî el-Medenî gelmektedir. Medine’de mevâlîden olan bir aile
içerisinde gözlerini dünyaya açan Vâkıdî, ailesinin ilimle uğraşması ve yaşadığı dönemde İslâm dünyasının en önemli ilim merkezlerinden olan
Medine’de bulunmasından dolayı küçük yaşlardan itibaren ilim tahsil etmeye başla
Nübüvvet halkasının sonuncusu olan Hz. Peygamber (s.a.v.)'in risâlet öncesi ve sonrası yaşamı Müslümanlar için büyük önem arz etmektedir. Onun hakkında gerek Müslümanlar gerekse de gayrimüslimler tarafından sayısızca eser kaleme alınmış, âdeta yaşamı en ince ayrıntılarına kadar ortaya konulmuştur. Hâtemü'l-enbiyâ olan ve insanlık tarihinin kırılma noktasını oluşturan Allah Resûlü'nün söz, fiil ve takrirlerinin kaybolmasından endişe eden sahâbîler onun hayatını o günün şartlarına göre kayda geçirmeye çalışmı
Vahiy ve Akıl Işığında Hz. Peygamberin Hayatı (688 Sayfa, 16,5x24,5 cm, Ciltli)
Hz. Peygamber'in Hoşgörüsü (256 Sayfa, 13,5x21 cm, Karton Kapak)
İslam Tarihi'nden Yansımalar (292 Sayfa, 13,5x21 cm, Karton Kapak)
İslam'da Eleştiri Kültürü (328 Sayfa, 13,5x21 cm, Karton Kapak )
Moğollar Arasında İslamiyetin Yayılışı (472 Sayfa, 13,5x21 cm, Karton Kapak)
Muktedir Billah Döneminde Abbasiler (442 Sayfa, 13,5x21 cm, Karton Kapak)
Hz. Peygamber'I Doğru Anlamak - I (316 Sayfa, 13,5x21 cm, Karton Kapak)
Hz. P
Hoşgörü; din, dil, ırk, renk ve mevkî ayrımı yapmaksızın herkese, Allah'ın yarattığı üstün varlık gözüyle bakıp kişiliğine, fikir ve düşüncelerine, inanç ve değer yargılarına saygı duymak, insanlardan zuhûr eden olumsuz hareket ve davranışlara belli ölçüler çerçevesinde katlanıp tahammül göstermektir. Bireyin, kendisinden daha zayıf muhâtaplardan sâdır olan kusurlara anlayış göstermesini gerektiren tabîatının doğal bir sonucu olarak dikey çizgide kendini gösteren hoşgörü, Hz. Peygamber'in ayırıcı vasıfların
Nübüvvet halkasının sonuncusu olan Hz. Peygamber'in dinî, ictimâî, iktisâdî, siyâsî, idârî, askerî, ilmî, ahlâkî ve kültürel hayatındaki uygulamaları özelde Müslümanlar genelde ise bütün insanlar için önem arz etmektedir. Onun yaşamı, insanların hayatlarında derin izler bıraktığı için pek çok araştırmaya konu olmuştur. Getirdiği mesajın, Arap toplumuna tebliğ edilmesi, onun belli bir bölgeyle sınırlı olduğunu göstermez. Çünkü onun tebliğinin en belirgin özelliği, bünyesinde evrensel niteliklere sahip olan d
I. CİLT
Beşer, Ğayb ve Mucize Bağlamında
Her peygamber Yüce Allah'ın kendisine çizmiş olduğu daire içerisinde hareket etmiş, talep edilenleri bu daire çerçevesinde değerlendirmiş, bunun dışında kalanları ise reddetmiştir. İnsanlardaki aşırılığa eğilim, sevdiğini olduğundan farklı algılama ve anlatma sapkınlığı, farklı peygamber algılarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hz. Peygamber yaşadığı dönemde zihinsel sapmaların ve yanlış eğilimlerin: ‘‘Ben ancak rasûl olarak gönderilen bir beşerim önüne geçmeye ç
İslam Peygamber'ini yüceltmek için vahiyle, tarihsel bağlamla, akıl ve mantık kurallarıyla çelişen hadiselerle bir peygamber inşasına çalışmak, ona yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Hiç kimsenin Rasulüllah'ı örnek alınamaz konumda sunmaya hakkı ve yetkisi de yoktur; ayrıca, ona izafe edilen aşırı yüceltmeci yaklaşımları ve anlatıları ihtiyatla karşılamak cesur yürekli bir harekettir. Allah Rasûlü'nü vahyin sınırları çerçevesinde sunmaya çalışarak bir peygamber algısının oluşması için mücadele etmek, kı
Asya bozkırlarında dağınık halde bulunan Türk ve Moğol kabileleri Cengiz Han'ın etrafında birleşerek dünyanın gördüğü en "müthiş" imparatorluk seviyesine nasıl çıktılar? Dünyanın gördüğü en hızlı fetih ve işgal hareketini gerçekleştiren "Moğol İstilası"ndan İslam dünyası nasıl etkilendi?
İslâm dünyasını kasıp kavuran, Müslümanlara dünyayı dar eden, zihinlerde yarası sarılmaz hatıralar bırakan ve insanlık tarihini değiştiren Moğollar, İslam kültür ve medeniyeti karşısında nasıl aciz kaldılar? İnsanı şaşırtan
Her peygamber Yüce Allah'ın kendisine çizmiş olduğu daire içerisinde hareket etmiş, talep edilenleri bu daire çerçevesinde değerlendirmiş, bunun dışında kalanları ise reddetmiştir. İnsanlardaki aşırılığa eğilim, sevdiğini olduğundan farklı algılama ve anlatma sapkınlığı, farklı peygamber algılarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Hz. Peygamber yaşadığı dönemde zihinsel sapmaların ve yanlış eğilimlerin: ‘‘Ben ancak rasul olarak gönderilen bir beşerim'' diyerek önüne geçmeye çalışmış ve insanların vahyin s
İslam Peygamber'ini vahyin açık öğretileri dışında algılama çabası kaçınılmaz olarak yanlış anlamalara yol açacaktır. Bu da ona yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Numune-i İmtisal olarak insanlığa gönderilmiş olan Hz. Peygamber'in örnek alınamaz konuma indirgenmesi yüceltilmesi doğru bir yaklaşım değildir ve bu tür rivayetler bilgiler de ihtiyatla karşılanmalıdır.
Bir beşer olarak tarihin belli bir döneminde yaşamış olan Allah Rasulü'nü insanların anlayabileceği, örnek alabileceği ve model kabul edebi
Her peygamber Yüce Allah'ın kendisine çizmiş olduğu daire içerisinde hareket etmiş, talep edilenleri bu daire çerçevesinde değerlendirmiş, bunun dışında kalanları ise reddetmiştir. İnsanlardaki aşırılığa eğilim, sevdiğini olduğundan farklı algılama ve anlatma sapkınlığı, farklı peygamber algılarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hz. Peygamber yaşadığı dönemde zihinsel sapmaların ve yanlış eğilimlerin: ‘‘Ben ancak rasûl olarak gönderilen bir beşerim'' diyerek önüne geçmeye çalışmış ve insanların vahyin sı
İslâm Tarihi, halkları Müslüman olan toplumların tarihidir. Müslümanların tarihini genel tarihten
ayırmak mümkün değildir. Çünkü Müslümanların tarihi de insanlık tarihi de Allah'ın yeryüzünde ilk
insanı yaratmasıyla başlamıştır. Bu sebeple ilk insanın yaratılmasıyla birlikte insanın yeryüzündeki
yaşam serüveni başlamıştır. Özelde İslâm Tarihi denildiği zaman Hz. Peygamber ve sonraki
dönmelerde halkın çoğunun Müslüman olduğu irili ufaklı pek çok Müslüman devlet anlaşılmaktadır.
Bu devletler içerisinde idari,
Hz. Peygamber, bir beşer olarak insan üstü veya doğa üstü bir güce sahip olmadığı gibi bir melek de değildir. O, biyolojik ve fizyolojik açıdan diğer insanlarla aynı özelliklere sahiptir. O, hakkında açık bir hükmün bulunmadığı durumlarda kendi tercihine göre hareket etmiş, ancak tercihleri murad-ı ilahîye ile örtüşmediği zamanlarda da uyarılara muhatap olmuştur. Hz. Peygamber yaşadığı toplumda insanlarla yakın temas halinde bulunup onlara en iyi örnek model oluşturmuştur. Müslümanlar günlük hayatın gereği
Hz. Peygamber, bir beşer olarak insan üstü veya doğa üstü bir güce sahip olmadığı gibi bir melek de değildir. O, biyolojik ve fizyolojik açıdan diğer insanlarla aynı özelliklere sahiptir. O, hakkında açık bir hükmün bulunmadığı durumlarda kendi tercihine göre hareket etmiş, ancak tercihleri murad-ı ilahîye ile örtüşmediği zamanlarda da uyarılara muhatap olmuştur. Hz. Peygamber yaşadığı toplumda insanlarla yakın temas halinde bulunup onlara en iyi örnek model oluşturmuştur. Müslümanlar günlük hayatın gereği
İslâm Tarihi boyunca dünya coğrafyasının çeşitli bölgelerinde bazıları kısa bazıları da uzun süreli birçok İslâm devleti hüküm sürmüştür. Yaklaşık olarak bir asra yakın varlığını devam ettiren Emevîler'den sonra tarih sahnesinde uzun yıllar varlığını devam ettirecek olan Abbâsîler ortaya çıkmıştır. Siyasî, idarî, askerî, dinî, ilmî ve ictimaî sahalarda önemli değişikliklerin meydana geldiği Abbâsîler'in tarihî seyri içerisinde hem dirayetli ve kudretli halifeler hem de isyanlara ve iç karışıklıklara sebebiy
İslâm Tarihi boyunca dünya coğrafyasının çesitli bölgelerinde bazıları kısa bazıları da uzun süreli birçok İslâm devleti hüküm sürmüstür. Yaklasık olarak bir asra yakın varlığını devam ettiren Emevîlerden sonra tarih sahnesinde uzun yıllar varlığını devam ettirecek olan Abbâsîler ortaya çıkmıstır. Siyasî, idarî, askerî, dinî, ilmî ve ictimaî sahalarda önemli değisikliklerin meydana geldiğin Abbâsîlerin tarihî seyri içerisinde hem dirayetli ve kudretli halifeler hem de isyanlara ve iç karısıklıklara sebebiye
Toplam 17 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.