Vadi, doğumla ölümün, umutla kederin, masumiyetle
zulmün, sevgiyle nefretin, masalla gerçeğin, insanla
doğanın, tarihle coğrafyanın romanı. 12 Eylül darbesinden
sonra köklerini bulan Suphi'nin film gibi hikâyesi.
Kıyımların ve acıların içine doğan insanı, onun kültürel
direncini, dayanışmayla hayata tutunma biçimini, yüreğin
saatini büyülü bir gerçekliğe büründürüyor İnan Çetin.
1938'de Hozat'ın Cevizlidere Vadisi'nde başlayıp
Ankara'ya, Berlin'e uzanan bir hayatın içindeki dil, inanç,
kültür, kimlik, siyas
Düş yalnızca gecelerimizin yıldızı değil, gündüzlerimizin de yıldızlı ve gizemli gecesidir.
Ludingirra dünyalar arası kapıdan geçip derin bir uykudan uyandıktan sonra kendisini Yenilik Aynası İmparatorluğu'nda bulur. Orada Attika ile tanışır. Küçük kız onu hayatının tehlikede olduğu konusunda uyarır. Ne de olsa oraya izinsiz girmek yasaktır. Her ne kadar Attika ona yardım etse de Ludingirra kendisini aklına bile gelmeyecek bir karmaşa ve hayatının macerası içinde bulur. Ludingirra başına gelenleri alt edeb
Giderek güncelleşen bir kitap Bin Yapraklı Lotus
İnan Çetin'in ilk öykü kitabının yeni basımı YKY'den çıktı.
Bin Yapraklı Lotus (2003) toplumsal kaygılarını sağlam bir edebiyatla yansıtan İnan Çetin'in ilk kitabı. Çağının tanığı bir yazarın hemen bugün yazılmış kadar güncel öyküleriyle karşılaşacaksınız.
İnan Çetin'in öyküleri insanı canevinde gören bir derinliğin ürünü; sanırım bu yüzden öykünün bütüncül anlamı yerine, sözcüklerin çoğul anlamlarına dayanıyor. Öykünün bütünü bazen yalnızca kurmacayla oyun
Aydınlık Dünya'dan İfrit'in Dünyası'na
Lokman oğlu Zarif'in yolculuğu...
Şahmaran ile Lokman Hekim'in Hikâyesi, masalı yenidenkaleme alan İnan Çetin'den merak, korku, ihanet,aşk, sadakat üzerinden insan ruhuna bir dokunuş.
Bu dokunuşta yazar, babaya da oğula da aynı yoluteptirerek, insanın ruhun karanlık, bilinmez yanına olandüşkünlüğünü de neredeyse bir kader olarak ele alıyor...
Hikâyeye Mustafa Delioğlu'nun resimleri eşlik ediyor.?Mademki çok istiyorsun, doğu yönünde, dört yanı kuyularlaçevrili bir kule
İnan Çetin, harap kalplerin hikâyelerini gerçek birer hazineye dönüştürüyor. Ağaç yağmurun, kuş göğün, göç zorlukların anısını taşır, insan ise hikâyelerin.
Günümüz edebiyatının kendine özgü isimlerinden İnan Çetin, kara şehirlerde, rüzgârlı tepelerde, uğultulu ormanlarda dolaşıyor; ölüm-yaşam, hayal-gerçek, günah-masumiyet, insan-doğa karşıtlığının temel taşlarına dokunuyor: Mucizelerin efsanelerle harmanlandığı tuhaf coğrafyalarda anılarıyla yaşayan, doğanın ve tarihin işaretlerini kader gibi alınlarında
Kendisini terk eden karısını bulmak umuduyla gizemli K. kentine gelen Emir, esrarengiz hikâyelerle çevrelenmiş bir evde bulur kendini. Kentlilerin Merhamet Evi dedikleri bu gizemli yer bir çeşit düşkünler evidir. Burada ruhlarını sağaltmaya çalışan insanlar oturup birbirlerine gördükleri şiddeti, savaşı, ülkenin her yanına yayılmış çürümeyi, ölümleri, intiharları anlatırlar. Savaşta kocasını kaybetmiş Elif'in Osmanlıca yazdığı İblisname adlı güncesini çevirmeye başlayan Emir, bu esrarlı kentte karısını arar
Günümüz öykücülüğünün önde gelen yazarlarından İnan Çetinin ikinci öykü kitabı İçimizdeki Şatonun yeni basımı YKYden yapıldı.
İçimizdeki Şatoda ikisi kısa dört öykü var. Dilsizlik, körlük gibi izlekler çevresinde etkileyici bir öykü dünyası yaratıyor İnan Çetin. Birbirleriyle uzak yakın bağları var her bir öykünün. Kişilerinin iç dünyalarını işlemede, gündelik yaşamın çatlaklarında oluşan gerilimleri dile getirmede özgün bir üslup yakalıyor. Kendi anlatı dünyasının ortasından sesleniyor okuruna.
2005teki i
Tutkunun dili yeniden biçimleniyor.
Bin Yapraklı Lotus ve İçimizdeki Şato adlı öykü kitaplarından sonra İblisname adlı romanıyla tanınan, günümüz edebiyatının kendi dünyasını kurmuş yazarlarından İnan Çetin, yeni romanı Uzun Bir Ömür İçin Uzun Bir Elbise'de Türkiye'nin çok uzak olmayan bir tarihine, 1940'ların İstanbul'una götürüyor okuru.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Haliç kıyısındaki Balat semtinde, müzisyen bir Türk genciyle Musevi bir kız arasındaki ilişki, nişanlılıktan evliliğe doğru giderken hızl
Bin Yapraklı Lotus, daha önce İçimizdeki Şato ve İblisname adlı kitaplarını yayınladığımız İnan Çetin´in ilk öykü kitabı. Yayınlandığında ilgiyle karşılanmış bu öyküler, bir yandan İnan Çetin´in sağlam öykücülüğünün ilk örneklerini sergiliyor, bir yandan da ülkesinin, insanının sorunlarını sessizce izleyen ve bunları yazıya aktaran genç bir yazarın kaygılarını işaret ediyor. Bu kitaptaki öyküleri unutamayacaksınız.
İnan Çetin´in öyküleri insanı canevinde gören bir derinliğin ürünü; sanırım bu yüzden öykü
İnan Çetin, ilginç bir yazar. Kahramanlarının iç dünyalarını işlemede çok başarılı; öykü kişilerinin gerilimli dünyaları özgün bir yazı atmosferinin oluşmasını sağlıyor. İçimizdeki Şatoda ikisi uzun, ikisi kısa dört öykü yer alıyor. Kitapla aynı adı taşıyan öykü, gündelik yaşamın içerisinde yavaş yavaş dilsizleşen bir kahramanın ağzından anlatılmakta. Öykü, çağımızın evrensel bir temasına: dilsizliğe bir belge gibi sunuluyor. Kitabın ikinci öyküsü Avlunun da bir önceki öyküye benzer bir teması var: körl
Daha önce İçimizdeki Şato adlı öykü kitabını yayınladığımız öykücümüz İnan Çetin´den bu kez bir roman. İblisname: Bir Hayalin Gerçek Tarihi. Kendisini terk eden karısını bulmak umuduyla gizemli K. Kentine gelen Emir, eski zamanlardan çıkıp gelmiş insanlarla, bu insanların birbirlerine anlata anlata bitiremedikleri esrarengiz hikayelerle çevrelenmiş bir evde bulur kendini... Kentlilerin Merhamet Evi dedikleri bu gizemli yer bir çeşit düşkünler evidir. Burada ruhlarını sağaltmaya çalışan insanlar oturup birbi
Toplam 11 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.