Ressamın İsyanı, 16. yüzyıl resmine yeni bir yön vererek sanat tarihine damgasını vuran Caravaggio’dan yola çıkan bir arayış ve aşk hikâyesi. Romanın ana karakteri, “Azize Lucia’nın Gömülüşü” resmiyle büyülenir ve kendini Caravaggio’nun hayat hikâyesine kaptırır; ülke ülke, tablo tablo gezerek yanıtların peşine düşer: Biyografisini yazanların hayatını magazinleştirmesi, her anlamda devrimciliğinin görmezden gelinmesi içinde büyük bir öfke uyandırır. Üstelik Caravaggio’nun ölümü de yaşamı gibi büyük bir sı
Ressamın İsyanı, 16. yüzyıl resmine yeni bir yön vererek sanat tarihine damgasını vuran Caravaggio’dan yola çıkan bir arayış ve aşk hikâyesi. Romanın ana karakteri, “Azize Lucia’nın Gömülüşü” resmiyle büyülenir ve kendini Caravaggio’nun hayat hikâyesine kaptırır; ülke ülke, tablo tablo gezerek yanıtların peşine düşer: Biyografisini yazanların hayatını magazinleştirmesi, her anlamda devrimciliğinin görmezden gelinmesi içinde büyük bir öfke uyandırır. Üstelik Caravaggio’nun ölümü de yaşamı gibi büyük bir sı
Ben, gönüllü köprü bekçisi,
Gece gündüz burada...
Gündüz Vassaf, Mostar Köprüsü'ne ilk görüşte aşık olur.
Aylar geçer.
Köprünün geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında almaya başladığı notlar, bir köprü bekçisinin günlüğü haline gelir.
Gündüz Vassaf, Mostari'de bir yandan dünyayla hesaplaşıyor, öte yandan da samimiyetle kendini sorguluyor. Günlüklerin de Mostar Köprüsü'ne duyduğu tutku tüm yalınlığıyla ortaya
çıkıyor.
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası ilan edilmiş, Evliya Çelebi'nin 16 imparatorluk dol
Rüyalarımız tekdüzeleşir,
Böl-yönet düzeninde
Birey yüceltilip bencilleştirilirken,
Aidiyetlerimizin gönüllü köleleri,
Belirlenmiş seçeneklerin kalebentleriyiz.
Her gün yeni felaket haberiyle uyanıyorum.
Ne yapabilirim?
Vicdanın sızlarken sen ne yapabilirsin?
Biz ne yapabiliriz?
Gündüz Vassaf, Ne Yapabilirim? Geleceğe Kartpostallar'da bir harekete, örgüte, partiye, hatta ideolojiye bağlı olmayanlara sesleniyor. Kötümserliğe kapılıp edilgenleşmeye, değişimin ertelenmesine, değişimi kendimizden başka yerlerd
Bazı eleştirmenlerin şeytanın avukatı sıfatını yakıştırdıkları Gündüz Vassaf'ın gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskısıyla sunduğumuz Cehenneme Övgü'sü, içimizde büyütüp yaşattığımız küçük 'totaliter dünyalar'ımızı afişe ediyor, daha doğrusu 'yüzümüze vuruyor'. Totalitarizmin -anne karnındaki bebeğin beslenmesi gibi- bireyle toplumu bağlayan göbek bağıyla semirdiğini, hayata ilişkin algılarımızı ve kimi dayatılan kimisini de gönüllü olarak kabul ettiğimiz kavramları irdeleyerek gösteriyor. Cehenneme
Gündüz Vassaf'ın kitaplarıyla tanışmamla birlikte (...) bir deneme yazarının her yazdığı ile aslında kendisini sorguladığı gerçeğinin bilincine en somut biçimde vardım. Bu arada Vassaf'ın bu kadarla da kalmadığının, bence Montaigne ile ortak noktasını oluşturan bir
eylemi de gerçekleştirdiğinin farkına vardım. Çünkü Vassaf da, tıpkı Montaigne gibi, her yazdığını okura açık ya da örtülü yönelttiği şu soru ile noktalar: 'Peki ey okur, ya sen ne düşünüyorsun?' Bir okursanız eğer, belki görmezlikten gelmeye çal
Gündüz Vassaf'ın kalemiyle Annesi'nin Hikayesi. Öksüz bir Rumeli kızının Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarında başlayan hayatı bize gündelik yaşantının unutulmuş pek çok ayrıntısını tanıtarak bilinmeyen evlere misafir ediyor. Osmanlı, Cumhuriyet Türkiye'si ve ABD'de yüzyıla yakın süren çarpıcı bir yaşantının ışığında kadının toplumdaki yeri. İmparatorluğun son yıllarında Balkanlar'da dindar bir ailenin Türk katliamı öncesi günlük yaşantısı, Yunan işgali altında Anadolu, İstanbul'da tek başına yaşayan bir g
Sıkı sıkı sarılırız kimliklerimize. Kimliğmizdir, bize kan davalarından savaşlara kadar davetiye çıkartan. Kimliğimizdir, bizi ırkçıların, dalkavukların, oportünistlerin hedefi yapan. Kimliğimizdir, Sen benim kim olduğumu biliyor musun? dedirten.
Kimliğimizi bulmak yerine ondan kurtulmalı mı? Giderek totaliterleşen devletlere, hakkımızda depoladıkları bigilerle hayatımızın her girdi çıktısından bize bir şeyler satmaya çalışan şirketlere karşı, kimliğimizi mümkün olduğu kadar değiştirerek, gizleyerek, yala
Boğaz'da hem zamaniçi hem zamandışı bir yolculuğa çıkaran balıksırtı öyküler
Fethedildim
Yağmalandım
Nice donanma demir attı sularımda
Gelen giden bayrak dikti topraklarıma
Bayrağım yok
Dinim yok
Sadakat aramayın bende
Biri gider, öteki gelir
Ben kalırım
İstanbul'da Kedi'den sonra gelen Boğaziçi'nde Balık ile yeni bir ikili, daha önce Gündüz Vassaf'ın kaleminden severek okunan Cehenneme Övgü/Cennetin Dibi ikilisiyle buluşuyor.
Boğaziçi'nde Balık Boğaz'ı ve Boğaz'ın sularında yaşayan balıkları başkahraman
Bütün kediler bıyık altından gülecek!
Gündüz Vassaf'tan şiir-romanla kediler...
Dünyamıza kedigözüyle de bakan, ince bir mizahla kaleme alınan bu kitap mitolojilerde, dinlerde kedilerin başından geçenleri aktarırken hem insan türünün değerlerini sorguluyor hem de Türkiye'nin yakın geleceğinin çılgın projelerinde İstanbul'da Kedinin akıl almaz dönüşümünü anlatıyor. İstanbul'da Kedi, metne eşlik eden görsellerle, şaşırtıcı, oyuncu, evcil, kutsal, yaban, tuhaf, tılsımlı kedi türünün şiir-romanı...
Şimdi, bütü
Doğaya, başka canlılara duyarlı, modernizmin hızından, tüketimin hırsından haz duymayan, hiyerarşiyi reddeden, yeni bir küresel kültür gözümüzün önünde doğmakta. Ardından türümüz uygarlığında yeni bir döneme girilecek. Teknolojideki hızlı dönüşümler gibi, içinde yaşadığımız tarih de eskisine göre hızlı değişiyor. Yeter ki, düzenin kalıcılığına koşullanmamızdan silkinebilelim.Sadece ihtiyacımızı gidermekle yetindiğimiz avcı-toplayıcı günlerimizden, kullan-at toplumlarına geldik. Bilim ve teknikteki ilerleme
Cehenneme Övgü;
Bazı eleştirmenlerin şeytanın avukatı sıfatını yakıştırdıkları
Gündüz Vassaf'ın gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskısıyla sunduğumuz Cehenneme Övgü'sü, içimizde büyütüp yaşattığımız küçük 'totaliter dünyalar'ımızı afişe ediyor, daha doğrusu 'yüzümüze vuruyor'. Totalitarizmin -anne karnındaki bebeğin beslenmesi gibi- bireyle toplumu bağlayan göbek bağıyla semirdiğini, hayata ilişkin algılarımızı ve kimi dayatılan kimisini de gönüllü olarak kabul ettiğimiz kavramları irdeleyerek gös
Dünyanın neresinde, ne zaman doğmuşsak doğalım, annelerimiz, babalarımız, dinlerimiz, devletlerimiz bize bir geçmiş giydiriyor. Onlar giydirdikçe biz de ha babam giyiniyoruz. Çoğumuz, geçmişin elbiselerini günümüz terzilerinin dikmesini yadırgamadan kabullenmekle kalmayıp, elbiselerimizi bedenimizden ayırt bile edemiyoruz.
Tarihimize nasıl baktığımızı gözden geçirdiğim bu kitapta kendimizi yargılamamızı yargılıyorum. Tarihimize bakıp Biz buyuz, diye sunulanları sorguluyorum.
Asırlardır sürdürdüğüm
Türkiye, Batı´ya bağımlılığında, edilgenliğinde, aşağılık kompleksinde, başka birçok ülkeden farklı değil. Farkı, iç çekişmelerinden kurtulup evrensel değerlerin benimsenmesinde dünyaya öncülük etmesi olabilir.
Yeni oluşan dengeler açısından kritik ve belirsiz bir noktadayız. Türkiye´yi Rusya, Çin ya da İslâm cephesinde görmek isteyenler de var, Vatikan´ın yoldaşlık yaptığı Avrupa-ABD cephesinde görmek isteyen de.
Ben ne Türkiye´yi ne de kendimi, bu cepheleşmenin taraflarından biri olarak görmek istiyorum;
Gündüz Vassaftan şiirsel bir kitap:
Her zamanki gibi öznel, her zamanki gibi evrensel.
Mostarda günlerim, aylarım, bir türlü ayrılamadığım Köprübaşında geçti. Anı notları diye yazmaya başladıklarım ayakta bekleyen bir köprü bekçisinin nöbet defterine dönüştü. Bazen yüzlerce turist arasında, bazen gece saatlerinde tek başıma Köprüyü bekledim. Ben Köprüyü sahiplendim, o beni zapt etti. Bana neler yaşattıysa ben de dünyamı, duygularımı, düşünce ve hezeyanlarımı onunla paylaştım. Taa ki bir gün beni azad
Gündüz Vassaf`ın kalemiyle Annesi`nin Hikayesi. Öksüz bir Rumeli kızının Osmanlı İmparatorluğu`nun sınırlarında başlayan hayatı size gündelik yaşantının unutulmuş pek çok ayrıntısını tanıtarak bilinmeyen evlere misafir ediyor. Osmanlı, Cumhuriyet Türkiye`si ve ABD`de yüzyıla yakın süren çarpıcı bir yaşantının ışığında kadının toplumdaki yeri. İmparatorluğun son yıllarında Balkanlar`da dindar bir ailenin Türk katliamı öncesi günlük
yaşantısı,Yunan işgali altında Anadolu, İstanbul`da tek başına yaşayan bir ge
Gündüz Vassafs works transcend the limitations of genre. In a quest for freedom, his stories, essays and books weave philosophy, psychology and literature. In this influential and provocative book he deals with the psychology of totalitarianism in everyday life.
Totalitarianism is maintained through oppression and by the individuals acceptance of a limited state of freedom.
Those who dont create their own freedoms choose to live with things as they are, limiting themselves to what the establishment offers
Bazı eleştirmenlerin Şeytanın Avukatı sıfatını yakıştırdıkları Gündüz Vassaf'ın gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskısıyla sunduğumuz Cehenneme Övgü'sü, içimizde büyütüp yaşattığımız küçük 'totaliter dünyalar'ımızı afişe ediyor, daha doğrusu 'yüzümüze vuruyor'. Totalitarizmin -anne karnındaki bebeğin beslenmesi gibi- bireyle toplumu bağlayan göbek bağıyla semirdiğini, hayata ilişkin algılarımızı ve kimi dayatılan kimisini de gönüllü olarak kabul ettiğimiz kavramları irdeleyerek gösteriyor. Cehenneme
Gündüz Vassaf`ın kalemiyle Annesi`nin Hikayesi. Öksüz bir Rumeli kızının Osmanlı İmparatorluğu`nun sınırlarında başlayan hayatı bize gündelik yaşantının unutulmuş pek çok ayrıntısını tanıtarak tanıtarak bilinmeyen evlere misafir ediyor. Osmanlı, Cumhuriyet Türkiye`si ve ABD`de yüzyıla yakın süren çarpıcı bir yaşantının ışığında kadının toplumdaki yeri.
İmparatorluğun son yıllarında Balkanlar`da dindar bir ailenin Türk katliamı öncesi günlük yaşantısı, Yunan işgali altında Anadolu, İstanbul`da tek başına ya
Toplam 21 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.