Klasik edebiyatımızda şiir sanatına dair bize ulaşan müstakil bir kitap yoktur. Tanzimat devrinde şiire dair tartışmalar -neredeyse tamamen- gazete ve dergi sayfalarında yoğunlaşır. Cumhuriyet devlinde ise şiir sanatı üzerine zengin bir literatür karşımıza çıkar. Fakat şiir kadar, şiir hakkında söylenenlerin de ucu bucağı, eni-boyu yoktur. Şehzadenin filleri gibi, herkes-bir ucundan tutar ve dokunabildiğinden hissettiği intibaları dile getirir.Elinizdeki eser, adından da tahmin edileceği gibi bir inceleme v
Bu kitap Batı tesirinde gelişen Türk edebiyatı verimlerini, aynı zamanda bu edebiyata vücut veren yazarları tanımamız için başvurabileceğimiz güvenilir bir kılavuz kitaptır. Esas itibarı ile bir edebiyat tarihi sayılmasa da ele aldığı konular ve kişilerle edebiyat tarihinin omurgasını oluşturuyor. Orta ve yüksek öğrenimdeki gençlere ve onların hocalarına tavsiye edebileceğimiz açık-anlaşılır bir dille kaleme alınmış bir başucu eseridir.
Paris... Güneşin cimri davrandığı, kapalı havaların ve yağmurun bol olduğu iklimi, bu yüzden her zaman yemyeşil parkları, hemen şehrin içinde sayılabilecek ormanları, gündüzün ve gecenin her saatinde canlı bulvarları, korku veren dar sokakları, sefahat ve eğlence yerleri, adeta estetik bir zevkle tezyin edilmiş vitrinleri olan mağazaları, dinî hayatı, müzeleri, konser salonları, üniversitesi, kitapçıları, sokak ressamları, sokak çalgıcıları ve fanfarları, kadın veya erkek, genç veya yaşlı çok defa şık giyin
Pek az şair Mehmed Âkif kadar içinde yaşadığı toplumun parçası haline gelmiş ve onunla haşir-neşir olabilmiştir. O, adetâ bir toplum mistiği gibidir. Cami kürsüsünden kahvehane ve meyhane peykelerine kadar toplumun her tabakasına sokulan Âkif bu tarafıyla belki de edebiyatımızın tek şairidir.
Mehmed Âkif hakkında yazılmış bütün biyografiler; yakınlarının ve hasımlarının yazıları; ona şâirdir, değildir diyenler; gericidir, değildir hükmünü verenler; değişmeyen, ortak bir noktada birleşirler: Âkif, hayatı bo
Yirminci yüzyıl Türk fikir hayatına yön verenler arasında Necip Fazıl'ın özel ve önemli bir yeri vardır. O hem tek parti devrinin düşünceyi teke zorlayan baskısı altında, başka türlü düşünülebileceğini ilk sezdirenlerden olmuş, hem de fikirleriyle kitleleri arkasından sürükleyen hitabet kudretinin meyvelerini yeni yüzyılımıza taşırabilmiştir. Ayrıca, Cumhuriyet devrinin, Hüseyin Cahid, Velid Ebüzziya, Peyami Safa gibi birkaç cesur ve büyük polemikçi yazarlarından biridir.
Son kırk yılımızın fikri, siyasi v
Silik Fotoğraflar, sadece bir portreler kitabı değildir. Çoğu, tasvir edilen şahısların vefatı veya ölüm yıldönümleri vesile edilerek yazılmış, bazılarında da başka vesilelerle yazılırken arada bir veya birkaç kişinin portresini yeri geldiği için çizmek gereği duyulmuştur. Bu yüzden bir yazıda birden fazla kişilerin tanıtıldığı gibi bazı şahsiyetler de birkaç yazıda farklı özellikleriyle tekrar edilmiştir.
Denemeler kitabımın adım 'Kağıt Medeniyeti' koyarken belki birçokları için çağımızın bilgisayar çağı olduğunu düşünmedim değil. Bilgisayar, 'genel ağ' teriminde kullanıldığı gibi gerçekten bir ağ gibi dünyamızı belki kainatımızı sarmış (...) Medeniyetimize hâlâ ve ısrarla kağıt medeniyeti de meye devam etmek istiyorum. Orhan Okay'm farklı yerlerde yayımlanan deneme türündeki yazılarının iki kapak arasına girmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Modernleşme, bir buçuk asırdan beri bütün milletlerin konusudur. Yenileşmenin, modernleşmenin en kolay ve en rahat zemin bulduğu alan ise edebiyattır. Osmanlı Devleti'nin yönetimde, hukukta, eğitimde başlattığı yenileşme, modernleşme veya Batı'ya yönelme hareketinin bir müddet sonra tercüme, taklit ve adaptasyon gibi yollarla edebiyata da intikal etmesi tabiidir. Böylece doğrudan doğruya bir edebî tür olmasa da gazetenin ve onun getirdiği makale ve edebî eser tefrikası gibi hazırlıkların ardından hikâye, ti
Bu araştırma, Doğu-Batı medeniyetleri çatışmasının en kesif olduğu XIX. asrın, bir yazarının gözüyle hikâyesidir. Edebiyat tarihlerimizde hemen dâimâ ikinci planda gösterilen, okuyucusu üzerinde, zamanında belki diğerlerinden fazla müessir olan Ahmed Midhat Efendi´nin Batı medeniyeti karşısındaki davranışının hikâyesi.
Bu kitapta Ahmet Midhat´ın Şark ve Garp medeniyetleri hakkındaki görüşlerinde haklı veya haksız olup olmadığının tartışması yapılmamıştır. Çünkü, gerçekte bu tartışma bir asırdan beri matbuat
Kendini yayın hayatına verdiği 1883-1887 yılları arasında 16 kitap ve 200'den fazla makale yazmış olan Beşir Fuad, yazı hayatı içinde ilgi de tepki de gördü ve intiharının ardından kısa bir süre sonra unutuldu. Yaşadığı dönemin aydınlarının aksine edebiyatta natüralizm ve felsefede pozitivizmi benimseyen Beşir Fuad hakkında yazılmış en kapsamlı ve tek eser olma özelliğini taşıyan çalışma Türk fikir hayatında ilgiyle karşılanmış ve 200'den fazla makalede zikredilmiştir. Çalışma, gözden geçirilmiş ve genişlet
1976 yılında Dergah Yayınları'nı kurma hazırlıkları yaptığımız sırada rahmetli Prof. Dr. Mehmet Kaplan bize: Çocuklar, Türkiye'nin en önemli yazarlarından biri olmasına rağmen, ihmal edilmiş, üstünde durulmamış Ahmet Hamdi Tanpınar'ın bütün eserlerini neşredin. Bu dönemde önemi anlaşılmamasına rağmen gelecek yıllar onun değerini gösterecek ve kitapları satacaktır. Sizin de bu yolda hizmetiniz olur demişti. Mehmet Kaplan, Tanpınar'ın öğrencisidir. Elinizde kitabın yazarı Orhan Okay, hem Tanpınar'ın hem de M
Selam olsun bizden güzel dünyaya
Bahçelerde hala güller açar mı
Selam olsun sonsuz güneşe, aya
Işıklar, gölgeler suda oynar mı
Hepsi güzeldi kar, tipi, fırtına
Günlerin geçişi ardı ardına
Hasretsiz bir kanat şakırtısına
Mavi gökte kuşlar yine uçar mı
Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan
Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan
Dönmeyen gemiler olduk açıktan
Adımızı soran, arıyan var mı
(Arka Kapak)
Ahmet Hamdi Tanpınar ve Mehmet Kaplan gibi edebiyat tarihine edebi bir tad vermesini bilen Prof.Dr. Orhan Okay` ın üslupçu bir yazar olduğunu ve zarif denemeleriyle, portreleriyle kendisinin de edebiyat tarihimizde önemli bir yer edindiğini Silik Fotoğraflar` ı oluyunca anlayacaksınız. İdealist bir üniversite hocası olarak hayatının önemli bir kısmını Anadolu` da geçirse de hep İstanbullu kalan ve İstanbul kültürünü bütün zerafetiyle şahsında temsil eden Orhan Okay, yakından tanıdığı ve sevdiği şahsiyetleri
Toplam 14 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.