Dünya yüzeyinde mazlum kanının akmasına sessiz kalamayan, taş’kın bir ırmak gibi çağlayan şair. Sözünü kınından çekiyor, en azından bir şey söyleyebilmiş olmak; sözle, elle, dille bir şeyleri değiştirmek için.
Dön de bak kan neler yapıyor?
Nasıl tutuyor sabrın sicil kaydını?
Mirasyedi benlikler çözebilir mi
Fecrin görkemli tebessümünü?
Şiirlerin gırtlağını sıkabilirsiniz ancak
Kalpleri yerinden edemezsiniz!
Dön de bak kan neler yapıyor?
Ayrıca kuşlar da kaderle uçmaktadır…
Belli ki taşlarında sonsuz merhametin ve adaletin Devletli sesi var Belli ki boşluğunu dolduran ışıktan sözcüklerin bir mucizesi Belli ki müminlerin Rahmânî nefesi derinden hissettiği Ve insanlığın yüreğini test ettiği yer… Gülümseyin ey müminler! Ey kalbinde umuttan Ve mutluluktan iz taşıyanlar! Ayasofya kalbini açıyor size, sonuna kadar
Kaybolan Göstergeler, “yolunu kaybetmiş güneşler” değil, ceketinin astarı içinde güneşi
kaybetmiş talihsizler gibidir. Neyi kaybettiğinin farkında olmayan müdekkik kişinin ona erişmesi
mümkün değildir. “Göklerin ve yerin nûru” olmadan “zerrelerin, ondan daha küçüklerin ve daha
büyüklerin görülmesi” mümkün olmadığı gibi, âyetleri ve işaretleri gösterdiklerinden mahrum
bırakmak, onları yokluğun izinden ibaret birer gösterene dönüştürmek ve ışıksız bırakmak
göstergelerin işlevini yerine getirmesine engel
Holistik algılama tarzının esaslı dayanaklarından biri, -doğru çıkarsamalarla anlamlandırıldığı ve yorumlandığı, kavramlarının içi kabalistik ve paganistik algı tarzlarıyla zehirlenmediği takdirde itibar edilebilecek- kuantum bilgisi ve bilgeliğidir. Holistik nazarın -bütün’den gelen, bütüncül/tevhidî algılamanın- holografik nazarla buluştuğu makam da halis kuantum nazarıdır... Ancak bu nazarın kendi emellerine hizmet edeceğinden endişe edenler ve alelacele onu arzularına uydurmaya gayret gösterenler de var
İzleri okumak için bir iz okuyucuya ihtiyaç var. İzleri emsal olarak okumak içinse, olayın sanki içindeymiş gibi onu kavramaya ve yeniden yaşamaya çalışmak lazım. Bu, aklı gerilimde tutmak demektir. Lakin bunun, kendi kültürel kodlarımız üzerinden düşünüldüğü takdirde, metafizik gerilim şartıyla sınanmasının da önü açıktır. Bu ehlinin yapacağı bir sınanmadır hiç şüphesiz. Biz kenardan bakmayı yeğleriz. Bir kıyıadamı olan feylesofun yaptığı gibi. Okur okursa, daveti almış demektir.
İzleri Temizlemek yeni
Tanzimat'tan sonra Batı etkisi altında ortaya çıkan ve gelişen Yeni Türk Edebiyatı, bilhassa
Mekteb ve Servet-i Fünûn dergilerinin ortaklaşa faaliyeti sayesinde hayatiyet kazanan Servet-i
Fünûn Edebiyatı, çok kısa zamanda yeni bir edebî devir ve çığır açarak Yenileşme Dönemi Türk
Edebiyatı'nda büyük bir tesir meydana getirmiştir. Bu çalışma, Yenileşme Dönemi Türk
Edebiyatı'nda kendine büyük bir yer edinen söz konusu Servet-i Fünûn Edebiyatı'nın bilhassa
şiir yönünü, öncü şahsiyetlerin, özellikle bu estetiği
Bu çağ, birçok millet, devlet, devletli düşünceler ve egemen -sayılan- duygular açısından bir infilaklar,
dağılışlar, çözülüşler, parçalanışlar ve yok oluşlar çağıdır. Özellikle Osmanlı devleti, aydını, siyasetçisi ve
tarihçisi için durum, böyledir. Fakat bunun, bazı noktalar göz önüne alındığında, bereketli bir yıkım
olduğunu da söylemek mümkündür. Örneğin, varlığının farkına varma, ne olduğunun bilincine erme, bu
yıkımların, bu sarsıntıların ortaya çıkardığı yeryüzü nimet'lerinden biridir. Çünkü bu çağ, h
Ve bu çalışmayı, değerli hocam merhum Prof. Dr. Mehmet Kaplan'ın aziz hatırasına ithaf ediyorum. Esîr-i feyzini dök- sün ilelebed Mevlâ. Umarım bu metinler, diğerlerinin de tanınmasıyla birlikte asıl ve tek âmentü metninin, İslam Âmentüsünün tanınmasına, pozitivizmin ve başka türevlerinin Türkiye'ye girmesiyle birlikte kavram ve içeriğinin başına gelenlerin farkına varılmasına ve derin bir biçimde idrak edilmesine vesile olur. Şulelenmek herhalde bir nasip işidir. Okur okursa ne âlâ!
Yeni Türk Edebiyatında
Ey Nil!
Elimde bir asa olsaydı eğer
Yıkardım bir hamlede şeddâdi yapıları
Deşerdim karnını fitnenin
Açardım ibret sığınaklarını arzın yüreğinde
Dağlar ayarlayıp rüzgârlarda gezdirirdim
Gökyüzü katlarında ve yer altlarında
Ama nerde o asa nerede kalbim?
Yazmak, bir varoluş biçimidir. Zarûrât-ı hayât maddelerinden biridir. Sıradan ihtiyaçlar içinde yeri yok. Hatta sıradan ihti- yaçlar içinde mahzurlu bile.
Batı'dan gelenin sahih bir nazar olduğunu iddia ederek Doğu'dan gelen'i azarlamak da salt Doğu'dan gelen'i baş tacı ede- rek Batı'dan gelen'i insaf ölçütüne uymayan biçimde hikmete mugayir görüp mahkûm etmek de pek doğru gözükmemekte- dir.
Anlamın Çağrısı, metinleri tekrar tekrar okumaktan ziyade nasıl çözümleyeceğini bilmek gerekliğinden doğan bir çalış
Şiire Yeniden Bakmak başlığı altında buluşan bu metinler, ?şiiri yeniden okumak yolundaki çabanın bir devamıdır. Aynı tekneden çıkan ve çalkantılar durulmadan su yüzünden yeni yöntemle çekilen özel ebrûlar olarak görülebilir. Bu yüzden, önden giden metinlerle onlara yönelen nazarı ve bu nazarla arz olunanları hatırlatıcı bir ön söz ile sunulmakta, son söz ve son nazar dışarıda bırakılmaktadır.
Şiire Yeniden Bakmak, şiiri yeniden okuma sırasında farklı yerlerde durularak gerçekleştirilen nazarların ürünüdür.
Doğrandıkça Artan Ekmek, gözde şairlerin gözde şiir metinleri eşliğinde özün akışı için bir nevi ark açmak, okurun gözle- rinde karıncalanan anlamı ?gelmeye bırakmak gayretidir. Metinlerin yüzünde sessiz bir silüet halinde gözüken bu gayret ve faaliyetin, bazen metinlerin çokyüzlü atmosferinde seyrettiği bazen de kendi mecrasında yer yer farklı yönlere doğru gittiği görülmektedir.
Doğrandıkça Artan Ekmek'te, yeni yöntem ve farklı yaklaşım tarzlarının ışığından yararlanılmakta, bu tarzın arzı, ancak uy- gula
?Hasan Akay, Behçet Necatigil'in Kareler Aklar kitabının Kareler bölümüne eleştiri ışınını odaklamış. Kareler Aklar bir okur için zor bir metin. Bırakın şiirini yüzeysel bilenler için, şiirini iyi bilenler için bile çetin bir çalışma gerektiriyor. Hasan Akay'ın bu çalışması, hiç kuşkum yok, şairin yenilikçi, derinlemesine poetika çalışmalarını, anlaşılır bir saydamlığa kavuşturuyor.
...
Akay'ın, Necatigil'in yeniliğinin bir manifesto olmadığını, İkinci Yeni'nin meydan okuması biçiminde algılanamayacağını sö
Edebiyat araştırmaları, incelemeler, çözümlemeler ve yorumlamalar alanında derin darbeler yaşanmakta, bazı yaklaşımlar sarsılırken bazıları yeniden toparlanmakta, bu durumun izleri birçok alanı kapsamaktadır. Biz de bu bağlamda çok yönlü bir nazarı, bir yeni yaklaşım tarzını ve bu tarzın arz ettiği yöntemlerden birini denemekte, böylece birbirinden farklı gözüken kimi çözümleme metinlerini, edebiyat tarihçiliğinin süper uzayında yan yana getirmekteyiz.
Eldeki yazılar bir bakıma, metinlerin altındaki anlam v
Bu kitap, Yenileşme Dönemi Türk Şiiri üzerinde bugüne kadar yapılmış çalışmalara yeni birtakım halkalar eklemek; duygu, hayâl ve düşünce köklerimizi yeniden, diri bir dikkatle incelemek için zemin hazırlamak, günümüzün dile ve dilin inceliklerine kârşı yabancılaşan duyarlılığını canlandırmak amacıyla hazırlanmıştır.
Şairlere yapılacak büyük iyiliklerden birinin; yapılacak değerlendirmelerle birlikte hem kendisinin, hem devrindeki oto- ritelerin, hem de gerçek şiirden anlayanların yapacağı bir seçki olduğu
İster düşlerine dal denizin, ister selvi gölgelerine! Ölümün kıyısına çıkmış kurbanlık koyun gibi! Boyun ağrıları çekmek istemiyorsan, boynunu selvi gibi doğrultacaksın. Ellerini çam gibi açacak, yüreğini selvi gibi derleyip toplayacaksın! Acının açtığı gözler seni anlayacaktır.
Bu kitap, Yenileşme Dönemi Türk Şiiri üzerinde bugüne kadar yapılmış çalışmalara yeni birtakım halkalar eklemek; duygu, hayâl ve düşünce köklerimizi yeniden, diri bir dikkatle incelemek için zemin hazırlamak, günümüzün dile ve dilin incelikle- rine kârşı yabancılaşan duyarlılığını canlandırmak amacıyla hazırlanmıştır.
Şairlere yapılacak büyük iyiliklerden birinin; yapılacak değerlendirmelerle birlikte hem kendisinin, hem devrindeki oto- ritelerin, hem de gerçek şiirden anlayanların yapacağı bir seçki olduğ
Elinizdeki eser ``Osmanlı Şiiri`` üst başlığı ile yayınlamakta olduğumuz bir eseri kitaptan bir tanesidir. Divan Edebiyatı, Halk Edebiyatı başlıklarını taşıyan üç ayrı seri içinde toplam 30 adet şair ile onların şiirlerinden seçilmiş örneklerin yer aldığı bu kitaplarda Osmanlı Şiiri`ni yakından tanımanın mümkün olacağına inanıyoruz.
Elinizdeki eser ``Osmanlı Şiiri`` üst başlığı ile yayınlamakta olduğumuz bir eseri kitaptan bir tanesidir. Divan Edebiyatı, Halk Edebiyatı başlıklarını taşıyan üç ayrı seri içinde toplam 30 adet şair ile onların şiirlerinden seçilmiş örneklerin yer aldığı bu kitaplarda Osmanlı Şiiri`ni yakından tanımanın mümkün olacağına inanıyoruz.
Toplam 19 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.