Nobel Edebiyat Ödüllü Elfriede Jelinek, erken dönem romanı Michael'de savaş sonrası ortaya çıkan kitlesel medyanın muzip dilli bir eleştirisini yapıyor. Jelinek, Michael'de gençlik romanı türünün coşkulu ve ümit dolu geleneğinden faydalanırken, ekran karşısında yetişmekte olan nesle dair endişelerini nefes nefese bir anlatı halinde okurlara sunuyor. Romanda, İkinci Dünya Savaşı sonrasında zenginleşen Avrupa'da, özellikle de savaşın travmalarından kaçmaya hazır bir kuşak içinde yaygınlaşan yarım ve yanlış b

Kadın ve onun duygu çağlayanı. Kadın ve onun sınır tanımaz hayal gücü. Kadın ve içindeki kaynağı bilinmez şiddet isteği. Kadın ve ne yapıp edip arzularıyla boyunduruğu altına almak istediği o erkek kurban. Kadın yani; bütün dünyayı sarıp sarmalayan, gene de içindeki yumurtayı hiçbir zaman ele vermeyen koza. Otuzlu yaşlarının sonlarını sürmekte olan piyano öğretmeni Erika Kohut, çocukluğundan beri aynı yatağın ayrı uçlarını paylaştığı annesiyle kopartamadığı marazi bir ilişkinin kıskacında. Mesleğinde de an