İnsan sevmeye başladığında pek çok şeyi göze almış oluyor. Acıyı, ölümü̈, gurbeti; daha beteri de ayrılığı kucaklayıp basıyor bağrına. Sevmek örselenmeyi, yaralanmayı kabul etmek; yara açacak birine peşinen rıza göstermek demek. Aşk "ben"den fazla sevilesi bir "sen" bulmak, ceht ve gayretle ona tutunmak demek. Belki de çoktan vuslata ermiş, belki de sevdanın rengine boyanmışızdır.
Acıyla, ölümle, gurbetle yoğrulmuş bir tarihin; insanların yaprak gibi döküldüğü bir "güzün" ortasında aşka ve umuda çağırıyor
"Gözü, gönlü mazide kalmış; sürekli eskilerden bahseden yaşlı bir kadındı babaannem. Küçüktüm, anlattıkları ilgimi çekmezdi. Çocukça bir algıyla hikâyelerinin siyah beyaz bir dünyada geçtiğini düşünürdüm; eski, soluk bir fotoğraf karesinde yaşanıyordu her şey. Kahramanları bu karenin içine hapsolmuş, ıstırap çeken, çaresiz kimselerdi; üstelik olağanüstü tarafları da yoktu. İki renkten kurulu bu dünya, masal çocukları olan bizler için yeterince cazip sayılmazdı.
Birkaç sene içinde, onun kurmaca bir dünyadan
Toplam 2 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.