Cüneyt Ülsever gazete sütunlarından ve televizyon ekranlarından yakından tanıdığımız bir kişi. Harvard Üniversitesi gibi ünlü bir eğitim kurumunda doktorasını tamamladıktan sonra çeşitli mali kurumlarda üst aşama yöneticilik yapıp sonunda gazetecilik ve yazarlıkta karar kılmış özgün düşünceleri olan bir düşün adamı.
Ülsever fikirlerini belirtmekte yalnız makaleleriyle yetinmiyor, kitaplarla da düşüncelerini belirtiyor. Bu bağlamda başka kitapları arasında yazdığı iki polisiye kurgulu yapıt Hacı ve Topal De
Topla Devrimci Cinayeti, bir cumhurbaşkanına, Turgut Özal`a düzenlenen suikastın öyküsü. Hala tartışılan Özal öldü mü, öldürüldü mü sorusu ekseninde dönen bir polisiye roman. Ancak bir roman da olsa, usta bir gazetecinin, Cüneyt Ülsever`in elinden çıktığı için belgeler, tanıklıklar ve derin bir araştırmadan yararlanıyor. Dolayısıyla da bir roman olmasının yanı sıra, düşündüren, bilgilendiren bir kitap Topal Devrimci Cinayeti.
Cüneyt Ülsever`in yılların birikimine dayanan bu titizlikle yazılmış romanında, İ
XX. Yüzyılın İçi Boşaltılmış İnsanı: En Az Bir Kere Aşık Olmadan XXI. Yüzyıla Giremez!
Bu kitap XXI. Yüzyılda İnsan Yönetimi adlı kitabın devamıdır. Birinci kitap daha teknik bir yaklaşımla insanı salt bir makine gibi görerek gerekli malzemeler verildiğinde, doğru yatırım yapıldığında ideal insan ortaya çıkar tezini savunuyordu.
Evet, üretimi esas almak için bu tür yaklaşımı benimsemek şart. Her işletme, her bir çalışan XXI. Yüzyılda İnsan Yönetimindeki kurallara, önerilere dikkat etmek zorundadır.
26 Ağustos 1997... Saat 02.23... Yer Kayseri... Tüm Kayseri`nin Hacı diye tanıdığı Hayrullah Gesili`ye evinde, gecenin kör karanlığında çalan telefondan, kardeşinin bir çifte cinayetin sanığı olarak tutuklandığı bildiriliyordu. Ankara`ya doğru arabayla yol alırken, Hacı geçmişine doğru bir yolculuğa da başlamıştı. Cinayet Masası baş komiserlerinden Yağız Balcı, maktullerin Savunma Bakanı ve Türkiye`de devlet ihalelerine giren büyük yabancı şirketlerin danışmanlığını yapan, %100 Sevil diye tanınan Sevil Ötü
Bu kitap, pratik-teori denkleminde bir hayat serüveni.. Yazarı kadar Türkiye`nin de `değişim` izdüşümünü kodlayan bir serüven bu.
Cüneyt Ülsever, pratiği ihmal etmeyen, gittikçe onunla bütünüyle örtüşen ve kavramsal dokusunun gücü tarihi tecrübelerle ispatlanan bir düşünce örgüsünü fikri bir serüvenden sonra benimsemiş bir isim.
Neden Liberalizm? ise, teoriyi hayata tercih eden, onu teorinin içinde eritip yok eden ve böylece bireye -belki de- kelimenin am anlamıyla kaybettiren pür teorik bir ideolojiden,
İnsan, verimliliğe, dolayısıyla bir işletmenin temel hedefi kârlılığa en fazla katkısı olan iktisadi faktördür. Her iktisadi faktör gibi aynı zamanda bir yatırım faktörüdür. İşletmeler insana yatırım yaparlarsa ondan daha fazla verim alırlar.
İnsana yatırımın en önemli ayağı onu eğitmek. İnsana insan gibi davranmak doğal politika haline gelmek zorunda. İnsana insan gibi davranmanın çok genel adı onu motive etmek. Motivasyonun en büyük aracı adil ücret ödemektir.
21. Yüzyılda İnsan Yönetimi, insan kaynakları
26 Ağustos 1997... Saat 02.23... Yer Kayseri... Tüm Kayseri`nin Hacı diye tanıdığı Hayrullah Gesili`ye evinde, gecenin kör karanlığında çalan telefondan, kardeşinin bir çifte cinayetin sanığı olarak tutuklandığı bildiriliyordu. Ankara`ya doğru arabayla yol alırken, Hacı geçmişine doğru bir yolculuğa da başlamıştı. Cinayet Masası baş komiserlerinden Yağız Balcı, maktullerin Savunma Bakanı ve Türkiye`de devlet ihalelerine giren büyük yabancı şirketlerin danışmanlığını yapan, %100 Sevil diye tanınan Sevil Ötü
Türkiye, kendisinin ürettiği suni gündemlerden oluşan duvarı bir türlü aşmayı başaramıyor. Sürekli bu engele toslarken, bir yandan da farkında olmadan bu duvara yeni gündemler -yeni tuğlalar ekliyor.
Aslında bulunduğu noktanın çok ötesinde misyonları başarabilecek bir potansiye sahip Türkiye... Bütün mesele, bu gücü ortaya çıkarıp, yerinde saymanın aslında gerileme olduğunu farkedebilmekte bitiyor.
Geçmiş yüzyılların tecrübesini 21. yüzyıla aktaracak, toplumun ve devlet mekanizmalarının standartını bilgi
Medyanın bilgilendirmek yerine, gerçeklerin örtülmesine araç olduğu bir dönemde, sosyal ve siyasi olayların perde arkasını anlatan ve analizini yapan yeni bir roman doğuyor. İktisat doktoru Cüneyt Ülsever 1986-1987 döneminde bir kamu bankasının nasıl soyu
Özal döneminde, bir ara kendi toplumsal dokusu ile evrensel değerleri mecz eder gibi olan Türkiye, bu yarım devrimin meyvelerini hemen toplamaya başlamıştı. Ancak, yeniden Kendini Arayan Türkiye durumuna düşen ülke, hem ne istediğini hem de kimliğini dışa vuramayan bir görünüm içinde. Ülke ve bu ülkenin vatandaşları, bir kimlik arayışının doğum sancılarını çekiyor. Elinizdeki kitap, liberal-demokrat bir bakış açısı ile Türkiye`nin 200 yıllık kendini arama serüvenine, Özal sonrası politikaları irdeleyerek çö
Teneke Evin Torunu, yazarın psikolojik ve felsefi, hayatını etkileyen insanlar hakkında bir hatıra-deneme. Kitapta ele alınan kişiler, bıraktıkları hatıralar ile yazarın yaşam nehrinde şu veya bu şekilde bir iz bırakmışlar, daha da ötesi kırılma noktası oluşturmuşlardır.
Kara Dul adlı romanı ile düşünce ve edebiyat hayatımızda önemli yankılar bulan Cüneyt Ülsever, romanı ile bu hatıra-denemesi arasında paralellikler görüyor ve ikisi farklı şeyler anlatsa da aynı kapıya çıkıyorlar diyor.
Turgut Özal, Mesut
Toplam 13 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.