Edebiyat-ı Cedide topluluğunun en önemli temsilcilerinden Cenap Şahabettin, yazı hayatına erken yaşlarda başlamış ve şiirde büyük başarı elde etmiştir. Bu başarısını nesirde de kaydeden Cenap Şahabettin tiyatro, mizah, seyahat, makale, eleştiri gibi türlerde eserler kaleme almıştır. Hikâye yazarlığı ise pek bilinmeyen şairin bu yönü elinizdeki derlemeyle gün yüzüne çıkmaktadır. Cenap Şahabettin’in, çeşitli süreli yayınlarda kalmış az sayıdaki hikâyelerinin tamamı orijinal dili ve günümüz Türkçesiyle ilk kez
Edebiyat-ı Cedide topluluğunun en önemli temsilcilerinden Cenap Şahabettin, yazı hayatına erken yaşlarda başlamış ve şiirde büyük başarı elde etmiştir. Bu başarısını nesirde de kaydeden Cenap Şahabettin tiyatro, mizah, seyahat, makale, eleştiri gibi türlerde eserler kaleme almıştır. Hikâye yazarlığı ise pek bilinmeyen şairin bu yönü elinizdeki derlemeyle gün yüzüne çıkmaktadır. Cenap Şahabettin’in, çeşitli süreli yayınlarda kalmış az sayıdaki hikâyelerinin tamamı orijinal dili ve günümüz Türkçesiyle ilk kez
Milli Eğitim Bakanlığınca Türk ve dünya edebiyatında 100 Temel Eser'in önce ortaöğretimde ardından ilköğretimde belirlenmiş olmasını, ülkemizdeki okuma oranını artırmaya yönelik bir çaba olarak görüyoruz. Bir başlangıç olarak ilköğretimde 100 Temel Eser ümit vericidir ilköğretim seviyesindeki çocuklarımıza bu eserleri okutmayı başarabilirsek, "okuyan toplum" olma yolunda önemli bir adım atılmış olacaktır.İlköğretimde 100 Temel Eser'in bir başka olumlu yönü de aynı eserleri okumuş, o eserlerdeki dil varlığ
Cenab Şahabeddin'in şiirleri bugünkü nesiller için eskimiş ve hattâ unutulmuş olmakla beraber, Tanzimat'tan sonra Batı tesiri altında vücuda gelen yeni Türk şiiri tarihinde önemli bir yer tutar. Özellikle kullandığı dil, bugün artık genç şiir okuyucuları tarafından okunma ve anlaşılma şansını büyük ölçüde kaybetmiş olmasına rağmen o yine de, Türk şiirinde bir dönüm noktasıdır. İşte yenileşme dönemi Türk şiir tarihinde bundan haberdar olmak isteyenler, Cenab Şahabeddin'in şiirlerini bütün olarak okumalıdırl
Beyrut, Filistin ve Nablus İzlenimleri adıyla yayımlanan bu gezi yazıları I. Dünya Savaşı'nın son yılında -imparatorluğun inkıraz döneminde- elden gitmek üzere olan Arz-ı Kenanı ve çevresini çok değişik yönleriyle anlatıyor. Bu eser hacmi küçük olmasına rağmen hem ait olduğu edebî türün nadide örneklerinden biri olması bakımından hem de Edebiyat-ı Cedide'nin meşhur sanatçısı Cenap Şahabettin'in kaleminden çıktığından daha da bir değerlidir. Beyrut, Filistin ve Nablus gezilerindeki izlenimlerin anlatıldığı
Hayatının büyük bir kısmını, kimliğini yeni yeni kaybetmeye başlayan İstanbul'da geçirmiş olan Edebiyat-ı Cedîde döneminin ünlü şairi Cenab Şahabeddin'in eski bir gazetenin sararmış yaprakları arasında unutulup kalmış yazıları, eski İstanbul'u hatırlamak ve anlamak isteyen İstanbul sevdalıları için çok anlamlı. Cenab Şahabeddin'in, kitabın birinci kısmındaki Ramazan Hasbihalleri başlıklı makaleleri Anadolu'nun önemli bir kısmı ile İstanbul'un işgal altında bulunduğu bir sırada kaleme alınmış. 1920'de İstanb
İnsanların kusurlarını görme! Tek gözü olanlara tek gözünün olduğu taraftan bak.
Beni korkutan ölümden sonra cehenneme gitmek değil, hiçbir yere gitmemektir.
Kadın olsun, kitap olsun: cildine aldanma, içindekilere bak.
Tiryaki Sözleri daha çok şiirleri ile tanınan Cenap Şahabettinin özlü sözlerinden oluşan bir kitap.
Bazen vazife gereği bazen de başka sebeplerle çok yer gezen yazar, tartıştığı kişilere zaman zaman aşırı bir alaycılıkla karşılık verdi. Mizahî bir tavırla verilen bu karşılıkların bir kısmı Tiryaki Sözleri´ne zemin hazırladı. Bu sebeple sözlerin bir kısmı atasözü gibi her durumda geçerli sözler olmaktan uzaktır.
Bu küçük seyahat notları, Cenap Şahabettin´in gazete sütunlarında kalmış anılarının notlarıdır. Bu seyahat notları, edebiyatımızın bir döneminde, Türk şiirine getirdiği çarpıcı, yadırgatıcı, bir o kadar da orjinal ifadeler ve duygulu söyleyişlerle önemli bir yeri olan Cenap Şahabettin´in, şairliğinin yanında nesrinin de ne kadar kuvvetli olduğunu göstermektedir. Basılmış diğer nesirleri olan Hac Yolunda, Avrupa Mektupları yanında Suriye Mektupları ve nihayet Afak-ı Irak, onun bu sahada da kuvvetli bir kalem
Servet-i Fünun şiirinin Tevfik Fikret ile birlikte önde gelen adlarından olan Cenap Şahabettin (1870-1933) şairliği kadar nesirleriyle de büyük ilgi uyandırmış bir şahsiyettir. Dergilerde yayımladığı şiirleri üzerinde çeşitli değiştirmeler yaptığı anlaşılan Cenap Şahabettin, şiirlerini Evrâk-ı Leyâl adı altında toplamak istemişse de bu gerçekleşmemiştir. Şiir kitabının adı olarak düşündüğü bu ad ile nesirlerini topladığı Evrak-ı Eyyam arasındaki karşıtlık dikkati çeker, Cenap Şahabettin´in şiirlerini Evrâk-
Cenab Şahabeddin gazeticiliği Babıalı Caddesi`nin havasından uzak, yalnız hazzın zevkiyle tenmiye ederken, o nefis enfüsiyetini bir şüün-nüvis olarak da terbiye etti. Atıda daima denilecek ki Türkçe`de şüün nev`inin velisi odur.
Artık Şark için bir intibah devri açıldığını sananlar hep ciddi ulumun, edebiyatın, fikriyayatın en bülend nev`ilerini tenmiyeye bavurdular. Cenab Şahabeddin Bey, mütevazane, şuunu intihab etti. Ne kadar garip bir tecelli. Bütün o mutantan tecrübeler doğarken öldü de, yalnız bir şu
Toplam 11 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.