İstanbul yirmi altı yüzyılı aşan ilginç tarihi geçmisiyle yeryüzünde eşine az rastlanır bir kent. Kent, bir koloni olarak kurulduktan yaklaşık on yüzyıl sonra, 330 yılında Doğu Roma´nın başkenti olarak yeniden inşa edilmiş ve Roma kültürünün Bizans kültürüne evrilmesine ev sahipliği yapmıştı. Neredeyse on bir yüzyıl boyunca Hıristiyan dünyasının en önemli başkenti olarak kalmış, 1453´te yeni sakinleri olan Osmanlılar´ın elinde İslam dünyasının en önemli başkenti haline gelmişti. Bugün başkent olmasa da, dünyanın sayılı metropollerinden biri olan İstanbul´da bu saltanatlı geçmişin görkemli izlerini görmek hala mümkün. John Freely´nin kaleme aldığı bu kitap, bu uzun tarihi kesintisiz olarak gözler önüne seren nadir eserlerden birisidir. Kentin tarihini, söylencelerle karışık kuruluşundan başlayarak günümüze dek hikaye eden Freely, aşina olduğumuz bir tabloyu pek çok ayrıntısıyla yeniden betimliyor. Bu betimlemede hem imparatorların ve sultanların karmaşık saray hayatları, hem de kent sakinlerinin gündelik hayatlarına ait pek çok meraklı ayrıntı birarada sunuluyor; ortaya cıvıl cıvıl, rengarenk bir tablo çıkıyor. Üstelik özenle hazırlanmış dipnotlar ve kentin anıtlarına dair ufak bir rehberle, anlattıklarını yerinde görmemiz, gördüklerimizi anlattıklarıyla bütünleştirmemiz için bize yol gösteriyor John Freely, Bizans Büyük Sarayı´nın koridorlarından Harem´in dehlizlerine, meczup Hıristiyan keşişlerinden Kalenderi dervişlerine, imparatorluk tahtına oturan generallerden kazan kaldıran yeniçerilere uzanan bu uzun hikayeyi okurken Saltanat Şehri İstanbul´un eşsiz güzelliğini bir kez daha ortaya çıkıyor.
(Arka Kapak)