Biz en başta “kendimizi” okumayı unuttuk. Okuduklarımızda da “Rabb’imizin adını”... Dünya saltanatı vermeyince de kitabın, okumanın adı yâdımızda kaldı. Kimlikler aşındı. “Müslümanız.” derken –sanki- kendimiz de buna inanmıyoruz artık. Şahadetin sözü dillerimizde pelesenk iken ameli kayboldu.
“Ben İslam’ın oğlu Selman’ım.” veya “Ben İslam’ın oğlu Ömer’im.” diyerek bütün şirk kimliklerini atıp ancak “tevhid” kimliği ile anılmayı isteyen bu büyük insanların kimliği bize dar mı geldi? “Ben zen ...