Erkam, henüz genç bir yürekken kapısını yalnızca insanlara değil, hakikatin kendisine de açtı. Safa Tepesi’ndeki bir ev, Mekke’nin karanlığını yaran ilk ışığın sığınağı oldu. Ayetler, gökyüzünden yeryüzüne o mütevazı yuvada süzülüp yankı buldu. Ama o ev, yalnızca bir yuva değildi… Bir okul, bir devrim, bir diriliş oldu. Bu roman, inancın bir yürekte nasıl filizlendiğini, genç bir adamın cesaretiyle bir ümmetin nasıl ayağa kalktığını anlatıyor. Kölelerin, yoksulların, hor görülenlerin sığındığı o ...