"Oyunun sonlarına doğruydu. Başım hafifçe öne düşmüş, gözlerim kısılı, yüzümde buruk bir gülümseme ama gülümseme, son anların azalan neşesi üzerinde düşünceye dalmıştım. Dün gibi hatırlıyorum. Artık hatırlama oyunu oynadığımız için. Solan kuruyan dökülen ufalanıp üflenip giden sümbül yapraklarını anlayışlı bir hüzünle düşünen ve artık yorulmaya başlamış biri kadar ilgi çekici ve yakındım, bu anlarda, ölüm kararı vermeye, kimbilir kaçıncı kez. Ama uzun sürmüyordu. Artık. Çok çok bir düş kadar. An ...