A’mâk-ı Hayâl, roman tekniği ile geleneksel anlatı geleneğini birleştiren bir yapıttır. Bu yüzden, öğreticilik amacı güttüğü söylenebilirse de, tezli bir roman olma savı taşımaz. Kalkış noktası, hep vurgulandığı gibi salt İslâm tasavvufu değildir. Ahmed Hilmi’nin tasavvufta içselleştirilmiş ortak Doğu bilgeliğine yaslandığını söylemek daha doğrudur.
Bir sanat yapıtının ille de yaşamı, yaşamın gerçeklerini yansıtması gerektiği söylenemez. Bununla birlikte A’mâk-ı Hayâl’in yaşamdan ve ...