Hz. Peygamber’in hadis ve sünnetinin mahiyeti ve kapsayıcılığı hakkında geçmişten günümüze birçok tartışma yapılmıştır.
Yaşadığımız çağda da bu tartışmaların farklı boyutlar kazanarak iki ana eksende devam ettiği görülmektedir. Bunlardan birincisi Hz.
Peygamber’den günümüze kadar nakledilen ve hadis kitaplarında yer alan bütün hadis rivayetlerini hiçbir fiilî ayrıma tabi tutmadan
Rasûlullah’a ait sünnet olarak kabul eden bir gruptur. Diğeri ise Hz. Peygamber’den nakledilen rivayetlerin hepsine ret düşünc
Dinimizin ikinci kaynağı olan hadisler Kur’an’ı anlayıp hayata geçirmemiz için bizlere rehberlik etmektedir. Bu önemli misyon
tarihin her döneminde müminler tarafından hakkıyla anlaşılmış, Allah Rasûlünün buyrukları öğrenilmeye ve bunlarla hayat tanzim
edilmeye gayret edilmiştir. Ülkemizin tasavvuf büyüklerinden Somuncu Baba da aynı yolu izleyerek Allah Rasûlünün sözlerinden bir
seçki oluşturarak kırk hadisi bir araya getirmiş ve her birini özlü bir şekilde açıklamıştır. Böylece insanları bilgiyle buluşt
Bu kitap, Kur’ân’ı okumaya, özellikle de âyetleri anlayarak, üzerinde düşünerek okumaya bir çağrıdır.
Kur’ân, Rabbimizin bize gönderdiği “huzurlu yaşama kılavuzu” niteliğinde eşsiz bir ilâhî armağandır. Bizler, bu İlâhî Kılavuz Kitabını hakkıyla okuyup
anlarsak, hem dünyada huzur ve mutluluk içinde yaşar, hem de bu geçici ve kısa hayattan sonra gelecek olan o asıl ve sonsuz hayata, yani âhiret hayatına
tam anlamıyla hazırlanabiliriz. Şunu açık ve net olarak belirtelim ki, Kur’ân’dan her gün bir veya birk
Allah, kilitlenmiş kalpleri açılır diye, insanoğlunu çepeçevre kuşatan yüzlerce mucizeye dikkat çekiyor. Böylece insanın üzerinde yaratıldığı temiz İslâm fıtratını dünyada
hayatını bu yönde devam ettirebilsin Kur’ân-ı hak üzere indirmiş olan Allah’a karşı gelmekten sakınabilsin.
“Muhakkak ki göklerde ve yerde mü’minler için âyetler vardır.”
İnsanoğlu gözünü hangi noktaya çevirirse çevirsin akılları durduran kâinatta Allah’ın ayetleriyle karşı karşıya gelmekte, onları seyretmektedir. Bu kâinatta Allah’ın
GÖNÜLLERE TAHT KURAN VE
HİÇ ŞİKÂYET ETMEYEN ÖĞRETMEN
Suffe Okul kurucusu Hz. Muhammed (sav) bir kıta dolusu insanı kısa sürede eğitti; cahil insanları bilgeleştirdi,
yanlıştan doğruya, çirkinden güzele, kötüden iyiye dönüştürdü. Medine’ye hicret edince ilk iş olarak cami ve okul
açtı, ilim devrini başlattı. Hz. Muhammed (sav) şikâyet etmeyen bir öğretmendi, gönüllere girme sanatını biliyordu.
Kur’an okuyarak zihinleri, Allah’ı sevdirerek gönülleri aydınlattı. Öğrencilerine önem verdi, kitle eğitiminin
Gönül eri, Hak hizmetkârı Hacı Osman ERİLLİ’nin 99 yıllık ömrü, aynı zamanda hak yolunda bir hayatın nasıl anlamlı yaşanacağının da cevabıdır. 1923
Ağustos’unda Giresun’un Alucra İlçesi Parak (Babapınar) mahallesinde başlayan O’nun hayatının biyografisi, bir asır boyunca bu memleketin kendi olma
mücadelesinin çarpıcı özetidir de. O’nun hayatı, doğrunun ölçütü olarak gördükleri Batı medeniyetine bakmaktan boynu tutulan, gözleri kamaşmış ve
gönülleri kararmış sinelere ışık salmanın fedakârca mücadelesidir.
Dünü anlamak için olduğu kadar yarını kuşatmak için de önem arz eden tarihi bilgiyi değerlendirirken, tarih yazıcılığının yönlendirmelere açık olduğunu dikkatlerden uzak tutmamak gerekir. Bu bağlamda oryantalist araştırmacılarca ifade edilen “hukuki hadislerin önemli bir kısmının hicri ikinci asrın sonlarına doğru ortaya çıktığı”, “klasik hadis eserlerindeki ahkâm hadislerinin Şafii sonrası dönemde tedavüle girdiği” vb. iddialar esasen tarihe dikte ettirilen ve insanların zihin dünyalarını yönlendirmeyi hed
İnsanın temel ihtiyaçlarını karşılama mecburiyeti, merakı, yaşadığı dünyayı tanıma ve hâkim olma isteğiyle başlayan bilimsel faaliyetler, felsefeden mantığa, matematikten geometriye, tıptan astronomiye, tarihten coğrafyaya farklı bilim disiplinlerini ortaya çıkarmıştır. Ancak ortaçağın başlarında yaşanan rekabetler, geçimsizlikler, üstünlük mücadeleleri ve tahrip gücü yüksek savaşlar bilimsel çalışmaları durma noktasına getirmiş, oluşan birikimi yok olma tehlikesine sürüklemiştir. Böylesi bir ortamda İslam
Allah tüm zamanlar ve mekanlar için Hz. Muhammed’i mutlak lider ve rehber olarak Müslümanların önüne koymaktadır. Nitekim Kur’an’da farklı surelere
dağılmış olan yedi sayfa tutarındaki ayetler bu hususa vurgu yapmaktadır. Allah’ın buyruklarını başının tacı yapan Müslümana düşen görev de Hz.
Muhammed’in hayatına odaklanmak ve oradan hayat prensipleri edinmektir. Bunlardan biri de Rasûlullah’ın görevlendirmelerde nasıl bir yöntem takip
ettiğidir. Elinizdeki kitap Allah Rasûlü’nün bu yönünü ele almakta ve g
Bu tefsir, gençler için kolay ve anlaşılır bir tefsir olarak yazılmıştır. Bu tefsirde kelimelerin geniş çaplı anlamları, çoğu Tevrat kaynaklı olan ve insanı Kur’an’ın özünden uzaklaştıran uzun İsrailiyat bilgileri bulunmamaktadır. Bu eserdeki sureler Mekke’de nazil olan sureler olduğundan, bunlarda genellikle Allah’ın varlık ve birliğini ifade eden Tevhid inancı, öldükten sonra diriltilip hesap vermeyi ifade eden ahiret inancı gibi temel iman esaslarına daha çok yer verilmektedir. Türkiye’de gün geçtikçe “
Bütün diller gibi Allah’ın insanlara bir nimeti olan Arapça ile ilgili çeşitli ilimler mevcuttur. O ilimlerden birisi de belâgat ilmidir. Başta meleke olarak var olan Arap Belâgati sonra Kur‘ân-ı Kerîm’e olan ilgi nedeni ile müstakil bir ilim haline gelmiştir. Belâgat Arap dili açısından önemli olmakla birlikte Kur’ân’ın i‘câzının anlaşılmasında başta gelen ilimdir. Yazılmış klasik belâgat eserlerinde tespitlerimize göre alıştırmalar bulunmuyor. Günümüzde yazılmış bazı belâgat kitaplarında ise, alıştırmala
Bir anlamı da “sevgide süreklilik” olan vefa, önemli değerlerimizdendir. Vefa, hem bize hayatı bahşedene hem de bu dünyada münasebetimiz olan
insanlara karşı gösterdiğimizde anlamlı olacaktır. Mahmut Balcı’ya Vefa Kitabı bu düşünceyle hazırlanmıştır.
Mahmut Balcı kitapçı, yayıncı, eğitimci vasıflarıyla ömrünü dava şuuruyla yaşamaya gayret etmiştir. Bu, onu tanıyan insanların teslim ettiği bir
özelliğidir. Onun Erzurum’da başlayan ve İstanbul’da devam eden kitap-yayın ve eğitim alanındaki gayretleri, kita
Elinizdeki bu eser, başta imam hatip okulları olmak üzere din eğitimi verilen kurumlarda Kur’an-ı Kerim öğretiminin niteliğinin arttırılması, öğretmenlere
“El Kitabı” veya “Kılavuz Kitap” olacak şekilde yeni bir yaklaşımla dersin özel öğretim yöntemlerine ve materyal kullanımına dair uygulanabilir öneriler
getirmek amacıyla hazırlanmıştır. Kur’an öğretiminin niteliğinin; ders öğretmeninin ehliyeti, liyâkati, kârî ve mukrî vasıflarını haiz olması ve dersin özel
öğretim yöntem-teknikleri ve materyal kullan
Tarihe adını altın harflerle yazdıranlar genellikle büyük başarılar elde eden, ülkesinin sınırlarını genişleten, düşmanı topraklarından kovmayı ve
halkını korumayı başaranlar olsa da daha farklı yönleriyle unutulmayan isimler de vardır. Zira başarı sadece hedefe ulaşmak değildir. İnsanların
amaçları uğruna gösterdikleri çaba da takdire şayandır. İşte Celâleddin Harezmşah gayretiyle, her türlü zorluğa ve kayba rağmen direnmesiyle,
insanların adını duyduklarında korkudan titredikleri Moğollar karşısındaki
Osman Gazi tarihte kurulmuş en güçlü siyasi yapılardan birisinin, Osmanlı Devleti’nin temellerini atmış büyük bir siyasi ve askeri dehadır. O, politik
zekâsı, askeri mahareti ve bütün bunları anlamlı kılan cesareti ile çok sayıda rakip oluşum tarafından çevrelenmiş küçük bir beyliği zaferden zafere
taşımış, takip ettiği kurumsallaşma faaliyetleriyle bu askeri başarıları bir devletin ilk adımları kılmıştır. Osman Gazi’nin kurucusu olduğu bu devlet
Türk tarihinin en etkili kurumsal yapılarından birisi olmu
XVII. yüzyıl bilginlerinden olan Kâtip Çelebi, ömrü boyunca ilimle meşgul olan ve Osmanlı uleması arasında önemli yeri olan mühim bir âlimdir.
Özellikle biyografi, bibliyografi, tarih ve coğrafya alanlarında yaptığı çalışmalarla hem İslâm toplumunun hem de Batılıların faydalanacağı kıymetli
eserler vücuda getirmiştir. Diğer taraftan Batı dillerinden yaptığı tercümelerle Müslüman âlimlerin Batılı bilginleri tanımasını sağlamış, Doğu ile Batı
arasında köprü olmak suretiyle Osmanlı’nın Batı’ya açılan pencer
Babil Kral’ı Nebukadnezar bir gece bir rüya görür. Babil’in rüya yorumcularını sarayında toplayarak onlara: Rüyasını doğru yorumladıkları takdirde
kendilerini ihya edeceğini, kendilerinden sonra gelecek nesillerini bile zenginliğe sahip kılacak servetler vereceğini; ancak rüyayı doğru yorumlamadıkları
takdirde kendilerini öldüreceğini, böyle bir anlaşmayı kabul edip etmemekte serbest olduklarını söyler.
Rüya yorumcuları Kral’ın teklifini görüşmek üzere toplanırlar. Bir tarafta kendilerini ve nesillerini
Toplam 825 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 60-80 /
Aktif Sayfa : 4
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.