Kendini kitaplardan oluşan bir labirentin içinde buldu. Uçsuz bucaksız, yeraltında bir kütüphane... Sonsuza dek uzanıyormuş gibiydi. Kitapları açtı, tomarları çözdü; hepsi resimlerle doluydu. Oradan oraya dolaştı, bir kitabı bırakıp diğerine geçti; dünyanın dört bir yanından insanların hikâyelerini okudu. Bir kitap, sonra bir diğeri, sonra bir diğeri daha… Zamanın nasıl geçtiğini unutmuştu. Ailesini unuttu: annesini, babasını, kardeşlerini.
Geride bıraktığı dünyayı hatırladığında artı ...