Bir tımarhane. Bir yanı gökyüzü, bir yanı zifir.
Zamanın hızını kendi keyfine göre açıp kısan, Tanrı’yla didişen, şeytanı küçümseyen bir kara deli: adı Çakır. Kendine açtığı yaraları hayatının damarları bilen bir kadın ve duvarlara melekler çizen bir ressam: Edip.
Bu duvarların içinde delilik, teşhis değil ihtimal. Hakikate en yakın yer belki de tam burası. Çünkü akıl, çoğu kez susar; delilikse dile gelir. Nilüfer Açıkalın Delice’de bir akıl hastanesini mesken tutuyor. İçeride ç ...